Bu yollar ne hissettiriyordu kadına? Düşünüyordu yollarda geçen zamanda. insanlar sanki biliyormuş gibi ona bakıyordu. Onu değil, onları. Sadece ikisini.
ilk elleri cebinde bekliyordu onu tam ortada. Gülerek gelmişti kadın yanına. Erkek çekingendi. Baktılar birbirlerine. Sadece merhaba. Ne tokalaşma ne hafif öpme. Eski dostlar gibi birden konuşmaya başlamışlardı. Hiç susmadılar. Hiç kötü düşünmediler. Yakalayamıyorlardı birbirlerinin düşüncelerini. Akıp gidiyordu her şey aralarından. Yürüdüler, yürüdüler. Erkek kadına, kadın erkeğe bakıyordu. Daha önce kadının duymadıklarını söylüyordu, anlatıyordu. Kadının kırılma noktalarından biri olmuştu ilk gün.
keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Sonraları kadın öğrendi ki erkek yalnız değildi. Alınmadı, düşündü. Üzüldü, geç kaldığı için sadece. Arkadaştılar ne de olsa. Bunun kocaman bir yalan olduğunu biliyordu içinden. Erkeğin sesi, gözleri, saçları ve onu muhteşem hissettirmesi aklından çıkmıyordu. Erkek bir yanda yanıyor kadın bir yanda yanıyordu.
bakıp kalıyorum ardından nedense işte sonra yeniden kente çeviriyorum gözlerimi.
Kıskanmıyordu kadın, erkeği öteki kadından. Bencilce istemiyordu. Bazen kötü kadın mı oldum ben şimdi diye düşünüp, hafif hafif hüzünleniyordu. Buluşmak değildi onlarınki susuzken suya kavuşmaydı. Yine gözlerinin içine bakar birbirlerinin merhaba derlerdi. Dokunmak yasaktı. illegaldi onlar için ama illegal duaları vardı içten içe. Kadın bir başkaydı artık. Erkek kadını prenses elbiseleri içinde ama ellerinde kılıç ve kalkanla durduğunu düşünüyordu. Yağmurun bile bu kadar küçük elleri yoktu erkeğe göre. Kadının aklına Maria ile Raif in aşkı geliyordu. Maria nın birbirlerine dokunurlarsa her şeyin biteceğine dair sözleri. Sadece onun karşısında olsa yeterdi kadına. Sadece dinlesin onu, konuşurken gözlerine bakamayışını görsün. Gülümsemesini görsün.
Senin bir havan var beni asıl soran o.
Kadın âşıktı. Erkek seviyordu. ilk erkek öptü kadını yanağından sonra kadın öptü. Hoşça kal dedi kadın ama son değildi. Kaç kere denemişler, yapamamışlardı. Özlemek başka bir boyuttu onlar için. Erkek kadının arkasından bağırdı: insan sevdiği kadının kalçalarına bakamıyormuş. Bunu anladım.
bugün kayda değer bir şey yok, senden başka.
Erkek tutamağım olur musun dedi kadına. Kadın tramvayda tutamağı tut derken bilmiyordu henüz tutamağı. Beş sayfası kalmıştı tutamak için. Olsun varsın erkeğe geç kaldığı gibi tutamağı için de geç kalsın. Bununla yetiniyordu kadın çünkü sevmek günleri unutmaktı onun için.