insanların ellerine veya zihinlerine aldıkları kutsal argümanlar kimse için yararlı olmadı, yüz yıllar boyu böyle oldu bunlar.
herkes bir din hedesi gütmeye çalıştı fakat yaptıkları fiil ya güdülmek oldu yada gütmeye çalışmak oldu. demem o ki din; insanlar için bir toplu kitlesel iletişim ve yönetilme aracı oldu yüzyıllar boyu böyle idi. m.ö. de m.s. da problem insanların korkularında yalnızların da yada bir eksiklik duyma, yönetilme ihtiyacı duyma.
belki de insanların canlarını yakmak istiyorlardı? her zaman yaptığı şeylerin bir iyi yada kötü bir ödülü olmasıdır. kimisinde cennet cehennem kimisinde fiziksel olarak zarar görme kimisinde ruhların lanetlenmesi veya daha farklı bir yöntem.
problem orada değil, problem insanların korkutularak yönlendirilmesi. eğer bir dini inanış içindeyseniz biraz araştıralım.
örneğin islam dini;
size sürekli hoşgörüden veya bunun gibi şeylerden bahsedilir dururlur. fakat olay ceza boyutuna geldiğinden veya o dini inanışa fundamental bir yapıyla bakmayanlara karşı bir ötekileştirme vardır. "senden olmayan" gibi kelimeler. cezalandırma sisteminde ise sürekli bir acı çektirmeye dayanıklı bir yöntem vardır oysa ki hayatı tecrübe edinerek yaşayacağınızdan bahseder problem orada başlar edindiğin tecrübeleri sana geri yaptırım olarak vermez kafa kırmanı sağlar yan: bir taşa düşüp kafanızı kırıp kanattığınızda daha dikkatli yürürsünüz ama orada öyle bir şey yok sürekli o taşı oraya koyarlar sürekli kafanızı kırarsınız sürekli tekerrür eder bu sonu gelmez.