türk sinemasının komedi dalındaki efsanelerinden, birbirinden saf görünümlü, aslında içten içe türk insanının kurnazlığının ''kayserili'' resmi ile temaşa edildiği, kült komedi filmi. 1974 senesinde ertem eğilmez tarafından çekilmiştir çekilmesine de, aslında tiyatrocu yanını bildiğimiz zeki alasya'nın senaryosunda parmağının bulunması apayrı bir detaydır.
bu arada, altınları buldukları günün ertesi sabahında, birbirlerini atlatıp da, ankara'ya meşhur ali rıza bey'i bulmak için, hepsi beraber trene 3. sınıftan değil de, 1. sınıftan bilet aldıktan sonra, metin akpınar'ın, halit akçatepe'nin, ''3. sınıf ile gitsek olmaz mıydı?'' sorusuna, o şahane repliği dökülür ağzından;
- ulen türkiye'nin en zengin adamları köyşü kısmısıyla birlikte gider mi?..
vay be der insan bu cümleyi duyduktan sonra. daha dün, bir güğüm altını bulmadan önce o köylü kısmısından sen de. hele ki tarlada çalışıp tarlayı sürüyordun; daha ne çabuk geldiğin yeri unuttun.* velhasıl kelam, filmin ne kadar bizden, içimizden olduğuna şu ufacık cümle bile küçük bir kanıttır aslında.