şu sıralar yine delicesine özlediğim yazar. anılar
bu aralar peşimi bırakmıyor beybiliboyum...
bundan 3 sene önce eyleme katılmak için
gittiğimiz taksimde yanlışlıkla hataylılar günü
etkinliklerine katılmıştık. garip bir gündü..
elimizde das kapital ve komünist manifestosuyla
yaklaşık 20 kişilik ülkücü grubun arasına dalmıştık bir keresinde. o zaman bile korkusuzca
davranarak beni kendine daha çok bağlamıştı...
goethenin amerikan, dostoyevskinin de ingiliz olmadığını bu sene acı da olsa öğrendi mesela.
bana hediye aldığı kitabı verirken 'kanka gözünüseveyim idareli oku , bisürü para saydım ben
buna' diyecek kadar açık sözlü.
topuklu ayakkabıyla semt pazarına gidecek kadar marjinal, düşünce 'bayılma taklidi ' yapacak
kadar da orjinaldir bu menemen.
ergenkenki aşkısıyla babasının sürekli takıldığı kahvehanenin önünden geçecek kadar cesur, ama gmaxe binemeyecek kadar da korkaktır gönlümün ışığı.
canım, cananım , can yoldaşım çılgın hard partilerimizi özledim, hadi bize gel de sigarayla halımızı yak yine.. 20 tane de poğaça al emi güllüsü. ühü çok özledim lan.