sezaryen

entry87 galeri video3
    56.
  1. Kısıtlanmıştır. Anayasa Mahkemesi sezaryenle doğumu "tıbbi zorunluluk" şartına bağlayan "Gebe veya ana rahmindeki" bebek için tıbbi zorunluluk bulunması halinde doğum, sezaren ameliyatı ile yaptırılabilir" düzenlemesinin iptali istemini önceki gün reddetti. Muhalefet partilerinin "yaşam hakkı ihlali" itirazını yerinde görmedi. Ret kararı 4'e karşı 11 oyla alındı. 17 üyeli mahkemenin sadece tek bir tanecik kadın üyesi vardı. O da ret oyu veren 4 üyeden biri olan Zehra Ayla Parktaş'tı. Anlaşılacağı üzere Sezaryen bundan sonra tıbbi zorunluluk olmadığı takdirde devlet hastanelerinde yapılmayacak.

    Diyecek bir şey yok. Böyle bir ülkeyiz işte. Kadınlar hakkındaki bu önemli karar verilirken dahi tek bir kadına fikir soruluyor. O da muhalefet partisinden. Benim iki çocuğum var ve ikisi de sezaryenle dünyaya geldileri. Herhangi bir tıbbi zorunluluk olmadı. Ama eşim normal doğum yapan bir arkadaşımızın halinden sonra ciddi şekilde endişe duymaya başlamıştı. O arkadaşımızın da bebeği rahimden çıkarmak için cinsel organını her iki yönden de kesmeleri gerekmişti. Çünkü günümüz şartlarında iyi hatta gereğinden fazla beslenen bebekler rahimden çıkamıyorlardı. Bu gibi durumlarda ne yazık ki bebek hatta anne kayıplarını da duymuştuk. Arkadaşımızın doğan çocuğu da rahimden çıkarken kafasına aldığı baskı sonucu tek bir şaşı olarak kaldı. Neticesinde sezaryen ile doğum kararı aldık ve hiç de pişman değiliz. Gönül isterki normal doğum olsun ama annenin yaşadığı gerginlik ve endişe de uzmanlar için tıbbi bir zorunluluk olarak tanımlanıyor. Anayasa mahkemesi ise tıbbi zorunluluğu ancak bebeğin ters dönmesi durumu olarak görüyor.

    Şimdi hükümet ne yapıyor. Hem annenin hem de doktorların alması gereken bir karara hükmediyor. Üstelik bunu yaparken tek bir kadın üyeye bile görev vermiyor. Sezaryen ile kürtajı karıştıranlar var. Bu insanlara neyin ne olduğu nasıl anlatılabilir bilmiyorum. Ama şu bir gerçek ki tıp yasayla gerçekleşmez. Tıbbi endikasyonlar yasayla belirlenemez. Sezaryenin ne zaman yapılıp ne zaman yapılmayacağına doktorlar zaten karar verebilir. Aklı başında hangi doktor hastasının sağlığı ile oynar. Hepimizin bildiği üzere bu kararın alınmasında Başbakanın "sezaryen ile doğum yaptıran doktoru cinayet ile suçlaması" yatıyor. Evet, sezaryen ile doğum yapan kadınların 4-5 çocuk sahibi olmaları çok zor. Ama bunun kararını vermek ya da bu kararın alınmasında ciddi derecede yönlendirme yapmak seçimle işbaşına gelmiş, tıp mesleğiyle hiçbir alakası olmayan birine düşmez. Başbakanın bu konuşmasının ardından sezaryen yapılmasından çekinildiği için yaşanan anne ve bebek kayıpları oldu. Bunların hesabı nasıl verilecek?

    Normal doğum doğamızın gereği yapmamız gereken doğum. Ama herşeyi doğamızın gereği yapacaksan neden sünnet oluyoruz o zaman. Sünnetli doğmadığımıza göre yine doğamızın dışında davranıyoruz. Tıpkı bunun gibi hasta ile doktor arasına girilmekten vazgeçilmeli. istatistiki verilere dayanarak rakamlar koysunlar önümüze: Son 20 yılda normal doğumda yaşanan sorunları, ölümleri raporlasınlar. Sezaryen ile olanları da buna dahil etsinler. Sonra bir karar alınır. Kendini hazır hissettiği süre içinde her kadın normal doğum ister zaten.
    0 ...