UĞUR DÜNDAR (UD): Sayın Özakman, Cumhuriyetin borca batmış bir miras devraldığını biliyoruz. Bu mirasla ilgili olarak ayrıntılı bilgi verir misiniz?
TURGUT ÖZAKMAN (TÖ): O dönemin fotoğrafı şöyle:
Kanuni dönemindeki devlet, 300 yıl geride kalmış. Kaç zamandır yarı sömürge halinde, güçsüz bir devlet söz konusu. idari, ekonomik, mali ve hukuki kapitülasyonlar sürüyor. Halk yurttaş değil, padişahın kulu. ilkel bir tarım toplumu, iflas etmiş bir maliye. Büyük bir dış borç, yarı ölü bir ekonomi. Cılız, küçük bir sanayi. Ağır sanayi neredeyse sıfır. Kişi başına düşen milli gelir, sadece 4 lira. Pencere camı bile ithal edilir durumda. Şeker de ithal ediliyor. Anadolu buğdayı istanbula taşınamadığı için, buğday Rusyadan alınıyor. Ülkede 40 bin köye karşılık ebe sayısı 200 kadar 0-2 yaş grubu çocuklarda ölüm oranı yüzde 60. Bütün imparatorlukta sadece 158 ortaokul ve lise, bir tane de medrese uzantısı bir üniversite var. Anadolu, çağdışı ilkel medreselerin elinde. Tüm liselerde okuyan kız öğrenci sayısı 230
UD: Kadınların durumu nasıl?
TÖ: Güzel bir soru. O dönemde bütün temel meslekler erkeklerin tekelinde. Kadının seçme-seçilme hakkı yok, yani yurttaş sayılmıyor. Kadınların toplumsal hayatları ve hakları da yok. Çok zorunlu hallerde sokağa ancak çarşaf ve peçeyle çıkabiliyor. Okur-yazar oranı erkeklerde yüzde 7, kadınlarda ise binde 4 Tüm yasalar, çağın gereklerinin gerisinde. Ülke birçok alanda ortaçağı, ortaçağ ilkelliğini ve baskısını yaşıyor. Cumhuriyetin devraldığı miras, işte budur.
UD: Cumhuriyetin temel idealini de anlatır mısınız?
TÖ: Cumhuriyetin temel ideali, çağdaşlaşma diye özetlenebilir. Cumhuriyeti kuran atalarımız, ortaçağı yenmedikçe aydınlanma, gelişme ve kurtuluş olamayacağını çok iyi idrak etmişlerdi. Durmaksızın olağanüstü bir tempoyla çalışmışlardır.
edit:herkesin dilinden düşürmek bilmediği osmanlı bu işte. geçmişte büyük başarılar kazanmış olabilir ama ne zamanki kendini ilime irfana kapattı o zaman batışa geçti. özenmek değil ders çıkarmak gerekir.