1 hafta önce baş gösteren ağrılar ve bölgesel şişlik nedeniyle hastaneye gittim. doktor gerekli muayeneden sonra film istedi. öğle arası yaklaştığından benim film işi öğleden sonraya sarktı. hastanenin dışına çıkıp nispeten gölgelik bir yer bulup oturdum. çok geçmeden 20 li yaşlarda iki genç koluna girdikleri iki büklüm olmuş tahminen henüz 50 li yaşlarının başında bir adamı getirip yanıma oturttular. yarısı dolu un çuvalı gibi bıraktılar demek daha doğru olur. gençler hızlıca kantine gidip döneceklerini söyleyip uzaklaştılar. amcayla selamlaştıktan sonra aramızda aşağı yukarı şöyle bir diyalog yaşandı :
+ : iki büklüm adam
- : ben
+: geçmiş olsun senin neyin var.
-: eyvallah dayı, kas zorlanması varmış. film çektiricem.
+: kas zorlanması, bilirim. sporcu musun?
-: hayır.
+: yeni evlisin o zaman.
-: yok o da değil.
+: nasıl zorladın o zaman?!
-: bol bol irina shayk resimlerine baktım dayı ondan oldu.
+: ben hiç duymadım öyle şeyi.
bu tatsız sorgu daha da uzamasın diye ben atağa geçeyim istedim, hemen atıldım:
-: ya senin neyin var?
lann bu soruyu sorar sormaz adam oturduğu yerde eklemlerinin izin verdiği ölçüde doğruldu. iç cebinden sigara çıkardı. "bak şu haytalara gittiler gelmediler kaç saat oldu. sigarayı kola ile birlikte içecektim, öyle keyifli oluyo" dedi.
+: sen ne sorduydun?
-: senin rahatsızlığın nedir diye sordum dayı
lan adam yine pozdan poza girip zor bela bacak bacak üzerine attı, cigarasından bir nefes çekip cevap verdi.
+: ankilozan spondilit var bende.
-: ne var?
+: ankilozan spondilit yavv. çok sinsi bir hastalık. çok sinsi. bende kas zorlanması olacak gelir miydim buraya be. bengay sürersin geçer gider o. spondilit çok sinsi, çok...
adamın hastalığından bahsederken yaşadığı zevki, gururu görünce ne yapacağımı şaşırdım amk. istemsizce cep telefonumu kulağıma götürüp "efendim aşkım" deyip telefon gelmişde konuşmam gerekiyomuş gibi yapıp kalkıp uzaklaştım.