islam hukuku profesörlerinden hayrettin karaman'ın sözüdür.
bakınız ne diyor hocamız;
"hanefi mezhebine göre, müziğin icrası da dinlenmesi de haramdır. bir değneğin yere ahenkli bir biçimde vurulması dahi bu hükmün kapsamına girer ve haramdır."
diyeceksiniz ki bir o mu? değil elbet! işte! sizlere çeşitli üniversite öğretim üyelerimizin konuyla ilgili görüş ve düşünceleri:
- selçuk üniveritesi ilahiyat fakültesi islam hukuku öğretim üyesi prof.dr.orhan çeker : " müzik için haram diyemeyiz ama helal de diyemeyiz. misalen, içerisinde kadın sesi bulunan müzik caiz değildir. "
- uludağ üniversitesi ilahiyat fakültesi öğretim üyesi prof.dr. hamdi döndüren : " çalgı aletlerinin satılması, çalınarak ya da eşliğinde şarkı söylenerek para kazanılması, nefsi azdıran; örneğin diri bir kadın ve şarap hakkında övgülerle dolu ve heyecan verici şarkıların söylenmesi çalgısız dahi olsa caiz değildir. "
- marmara üniversitesi ilahiyat fakültesi öğretim üyesi prof.dr. ekrem buğra ekinci : " şarkı ancak çalgı, kadın sesi ve dinen sakıncalı sözler içermiyor ise dinlenebilir. "
bir de istanbul müftü yardımcısı, aynı zamanda yeni cami imamı ve şehzadebaşı camii vaizi timurtaş hoca var :
" okullara müzik dersi koyanlar inşallah cenab-ı hakk'ın gazabına uğrayacaklardır."
diyor o da.
- günümüzde tüm bunlar olup-biter ve görüşler bir bir, üstelik en yetkili ağızlardan açıklanırken, hz. mevlana'nın bundan tam 800 yıl önce kudüm vurdurup -ney üfleterek öncülük ettiği tasavvuf musıkisi denen uçsuz-bucaksız umman ve buna bağlı olarak, bünyede yaşattığı duygusal etkilere doyum olmayan, kanımca dünya yüzündeki en etkileyici dini tören ritüellerinden biri olan 'sema ayini'nin düşünülüp icra edilmesine ön ayak olmayı nasıl başarabildiğini, oturup koca koca başları eller arasına alarak eni-konu bir düşünmek gerek.
"değnek ile yere ahenkli bir biçimde vurulması'nın dahi haram kılındığı, en azından caiz olmadığı bir dini mezhebin hüküm sürdüğü topraklarda, nasıl olmuş da bunu başarabilmiş"
