pygmalion etkisi

entry9 galeri
    4.
  1. --spoiler--
    Öğretmen-öğrenci etkileşiminde “beklenti etkisi”

    Bir insanı belli bir sınıfa koyma eyleminin belirgin bilişsel sonuçları vardır. Çoğunlukla aynı sınıftan bireyler arasındaki benzerlikleri ve ayrı sınıflardan bireyler arasındaki farklılıkları abartma eğilimindeyizdir. Sınıflandırma eylemi, bireyi koyduğumuz sınıfa uygun olmadığı düşünülen niteliklerle karşılaştığımızda, bu yeni bilginin reddedilmesine ya da görmezden gelinmesine yol açar. Aynı süreç, diğerlerine ilişkin algı ve davranışlarımızın en önemli belirleyicilerindendir.
    ***
    Öğretmen ve öğrenci etkileşiminde beklenti etkisine “kendini doğrulayan/gerçekleyen kehanet” ve “Rosenthal etkisi” bağlamında bakmak bizleri nasıl bir noktaya getirir?
    “Kendini doğrulayan/gerçekleştiren kehanet”, araştırmacı beklentilerinin etkilerine ilişkin çalışmalara kadar araştırma konusu olarak pek fazla ilgi görmemiştir. Bu araştırmalar, araştırmacıların, deneklerini (insan ya da hayvan) bilinçli ya da bilinçsiz olarak, kendi beklentilerini doğrulayacak davranışlara itecek şekilde etkileyebildiklerini göstermiştir.
    ***
    1963 yılında Rosenthal ve Fode bir “labirent öğrenme” deneyinde, araştırmacılara rastlantısal olarak bazı farelerin labirent öğrenmede çok başarılı, bazılarınınsa oldukça yetersiz olduğunu söylemişler. Araştırmacıların fareler arasındaki bu sözde ayrım hakkında bilgilendirilmelerinin ardından, çok başarılı oldukları söylenen farelerin diğer gruba oranla oldukça yüksek bir performans sergiledikleri gözlenmiştir. Bu sonuç, farelerin başarısına ilişkin beklentilerin, öncelikle araştırmacıların, daha sonra da farelerin davranışını etkilediği şeklinde yorumlanmıştır. Daha sonra aynı araştırma farelere labirent öğretme görevi öğrencilere verilerek bir yıl sonra tekrarladığında aynı sonuca ulaşılmış.
    ***
    Kendini doğrulayan kehanet üzerine yapılan ilk araştırmalar “araştırmacı-denek etkileşimi” üzerinedir. Ancak, beklenti etkisini, bu denli önemli sosyal ve bilimsel bir olgu konumuna getiren, Rosenthal ve Jacobson’un 1968'de yürütmüş oldukları, öğretmen-öğrenci etkileşimini ele alan Pygmalion çalışmasıdır.
    Bu çalışmada bir ilkokulun birden altıya kadar olan tüm sınıflarında, öğrencilere yaygın olarak kullanılan bir zeka testi uygulamış. Öğrencilerin yaklaşık 20'si rastlantısal olarak seçilmiş ve öğretmenlere, aslında sınıf arkadaşlarından herhangi bir farkı olmayan bu çocukların test sonuçlarına göre 8 ay içinde çok büyük bir “zihinsel gelişim” gösterecekleri belirtilmiştir.
    Ders yılı sonunda yani 8 ay sonra aynı test aynı öğrencilere tekrar uygulanmış ve zihinsel gelişim göstereceği söylenen çocukların, gerçekten dikkate değer bir zihinsel gelişme gösterdikleri ortaya konmuştur. Rosenthal ve Jacobson’a göre, deney ve kontrol grubundaki öğrenciler arasındaki tek fark onlara ilişkin öğretmenlerin kafasındaki beklentilerdir. Öğretmenler deney grubundaki öğrencilere, geliştirmiş oldukları olumlu beklentiler doğrultusunda daha sabırlı ve yüreklendirici davranmış, beklentilerini onlara ses tonu, yüz ifadesi ve benzeri yollarla iletmişlerdir. Bu durum öğrencilerin benlik kavramlarını, kendilerine
    ilişkin algılarını olumlu yönde etkileyerek onları daha fazla çalışmaya itmiştir. Böylece beklenti etkisine ilişkin “kendini doğrulayan/gerçekleyen kehanete” “Rosenthal etkisi” adı verilmiştir.
    ***
    Bir çocuğa başarabileceğine inandığınızı belli ederseniz başarılı olma ihtimalini arttırırsınız. Yani beklenti/yi/ yönetmiş ve kehanet gerçekleştirmiş olursunuz. iyileşebilecek durumda olan bir hastaya da uzmanından aile bireylerine kadar herkes “sen hastasın ve de iyileşemezsin” derse, o hasta hayat boyu hasta gibi davranmaya devam eder.
    Atalarımız boşuna “Bir insana kırk gün deli dersen deli olur” dememiş.
    Siz siz olun deli demeyin “veli” deyin.
    Ancak arsızlaştırmayın da!
    Çünkü kadim kural bunu gerektiriyor.
    --spoiler--

    http://www.otoguncel.com/...esiminde-beklenti-etkisi/
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük