Normalim ben dedim. gözlerini bir an olsun benden ayırmayan polise.
Sanki birden firlayıp şu kapıdan çıkıp gitmeye çalışacaktım ve o üzerime atlayacaktı.
Yani duruşu da bakışları gibi ürkütücüydü. Boynundaki yamuk bağlanmış kravat
onun bu her an üzerime atlayacak duruşunu komikleştirmiyor. Aksine dahada ürkütücü
hale getiriyordu.
Elbetteki normalim ben, sizlerden onlardan hiç bi farkım yok, Karşımdaki polisten de
farkım yok elinde tuttuğu fotoğraflardaki cesetlerden de. Beni yakalayıp buraya tıkmadan
önce güzelde bir işim vardı. insanlara sağlık ve hayat sigortası satıyordum. insanların
hastalıktan ölümden korkmaları garip gelsede iyi para kazanıyordum.
Neyse herkes tarafından saygı görüyordum. Mesele de bu zaten şimdi beni ayrıştırmaya
çalışıyorlar. Kendilerinden farklı olduğumu bilmelerine ihtiyaçları var.
Ama yok işte bi farkımız. Bunu anlamalarına yardım etmem gerek.
-Bu dosyada olmayan kaç kişi var. diye soruyor kartal gibi tüneyen polis.
Kaç kişinin olması bişeyi değiştirmez ki, bunu anlamaz ne söylesem anlamaz 12 tane
desem yada 8 ne değişir.
-Bu 21 kişi haricinde daha kaç kişi var. diye sorusunu tekrarlıyor kartal bakışlarıyla
Susuyorum ne diyeceğimi bilmiyorum, sadece kişiler mi öldürdüğüm hayvanlarıda eklemeli miyim
yemek için, spor olsun diye öldürdüğüm pek çok hayvan var. Bir yerde okumuştum
bir insan hayatı boyunca 100 inek yermiş sayı coktu ama kesin yanlış hatırlıyorumdur.
Tabi tavuklar balıklarda var, Hepsini nasıl ekleyeceğim ki.
-Başka kişiler varmı!!! bak ses tonu değişti kızıyor cevap bekliyor artık. O halde
söylemekten başka çare yok. Artık herşeyi anlatmalıyım. Tüm bu olan biteni.
Herşeyi anlatmak üzere ağzımı açmıştım ki. Gri duvarlı odanın kapısı sertçe açıldı...
Gözlerime inanamıyordum ama nihayet gelmişti işte.