tıp terimlerinden uzak, annelerin doktorlara ağrılarını anlatırken kullandığı dille tanımlamak gerekirse; boyundan aşağınızın felç olduğunu ancak vücudunuzun her bir noktasında, özelikle kalça, sırt, bel, omuz, bacaklarınızın arkalarında baltalar, kör bıçaklar saplı olduğunu düşünün. hem bir felçli gibi hareketten mahrum hem de her bir noktanızda delici sivri aletlerle geziyorsunuz. ağlasanız ağlayamıyorsunuz, gülseniz gülemiyorsunuz. birçok zaman yaşayan bir ölüye dönebilirsiniz. hastalığın atak döneminde, kamyon çarpan bir insan bile sizden daha aktif olabilir. oturamazsınız, kalkamazsınız, yatamazsınız, yürüyemezsiniz, ki zaten adım atmanız mümkün değil. oturduğunuz yerden uzanıp elinizle bir şey dahi alamazsınız, yatakta sağınızdan solunuza dönemezsiniz, eğilemezsiniz, eğilmeyi başarsanız da doğrulamazsınız. en basiti hapşurma hissi geldiğinde baltalarınız, kör bıçaklarınız oynayıp iyice derine gidecek diye doyasıya, hissederek hapşuramıyorsunuz bile. gerçi her hastada bu seyir aynı değil. 30 yıl önce bu hastalığın teşhisi konmuş biri bile sizden daha dinç olabilir. ya da 10. yılında biri yerlerde sürünüyor olabilir. ağrının hiç olmadığı gün yok gibidir. koşmayı özlersiniz, bırakın koşmayı, biraz bile olsa çocuk gibi hissedip şenlenmeyi, düzgün adım yürümeyi bile tercih ettiğiniz zamanlar olur. ağrının hat safhada olduğu zamanlarda özelikle, tüm rutininiz bile bitmiş demektir. bakıma muhtaç biri haline gelebilirsiniz. çok karamsar biliyorum ama gerçek bu.tüm bunlar elbette psikolojinize de yansıyor. tüm sinir sisteminiz alt üst oluyor. gençsiniz ancak bakıma muhtaçsınız. sorumluluklarınız var ama gücünüz yok. elinizden gelen tek şey şükretmek.
teşhisi kolaylıkla konamıyor maalesef. tahlil ve grafiklerde de gözükmeyebiliyor. hla b27 testinin temiz olması hastalığınızın olmadığı anlamına gelmiyor. ırsi olmasından dolayı çocuklarınızda da çıkabilir, işte bu en kötü gerçek. yapılan araştırmaların bazılarında detaylı grafiklerde dahi 6 yılını tamamladıktan sonra açığa çıktığı/teşhis konduğu yazıyor, ilginçtir. romatizmanın en kötü türlerinden biri. türkçe adıyla iltihaplı bel romatizması.kişideki bu hastalığa tam olarak neyin sebebiyet verdiği bilinmiyor. yine de nelerin sebep olabileceğine dair bir listeleri var.
*stres,
*doğum,
*genetik,
*psikolojik tramva,
*yukarıda sayılan hiçbir neden olmasa bile vücut kendi yapabiliyor
*vs.
sebep bilinmediğinden midir bilemiyorum, tedavisi yok. kullanacağınız ilaçlar, yapacağınız egzersizler hayat kalitenizi artırmak ve hastalığın ilerlemesini önlemek için.
hastalık ağrılı ve ilerleyici olduğu için önlem almak kişinin muhakkak hayrına.
ilk belirtilerinden biri sakroiliak eklemde bozulmadır.
hayat kalitenizi artıracak en etkili şey ise yüzme. imkanınız varsa muhakkak düzenli olarak yüzün.
hastalık kişiden kişiye farklı seyrediyor demiştik. duyuyorum bazılarının kan değerleri hastalığı tetiklediği için uygulamak zorunda oldukları diyetleri var.
kaynaklardan edindiğim başka bir bilgiye göre bozulan eklem sıvısı kemikleşip zamanla omurgada yeni omurlar (aslında bozulan eklem sıvısı ama omuru taklit ediyor) oluşmasına, dolayısıyla omurganın uzamasına ve kamburluğa sebep oluyor. önüne geçmek için bol bol yüzün, imkanınız yoksa muhakkak egzersizlerinizi yapın. hareket halinde olun.