her neyse, nerde kalmıştık...
hayatımda hiç mektup yazmadım. yazacak kimsem olmadığından mı, yoksa başka bir sebepten mi kaynaklanıyor bilmiyorum. sebep ne olursa olsun, bunu yapmayı çok isterdim. di'li geçmiş zaman kullanıyor olmam duruma dair hiç umut olmadığını mı gösteriyor acaba. bunu düşünmedim. belki de öyledir. birine mektup yazıp ondan cevap beklemek güzel olurdu. çeşitli iletişim araçları günden güne geliştiği için buna ihtiyaç kalmadı artık. bu da benim canımı sıkıyor. teknolojinin bu yönünden iğreniyorum. daha önce bunu bir milyon defa söylemiş olsam da, aynı şeyi tekrarlamak istiyorum; 60'larda yaşamak isterdim. 60'tan 69'a kadar. ne 50 ne de 70 değil. sana daha önce hiç gitmediğim yerleri özlediğimden bahsetmiştim. aynı şekilde hiç yaşamadığım yılları da özlüyorum. özlemek yoruyor beni yemin ederim. bir de ne zamandır hiç şiir yazmıyorum. duygularımı mı kaybediyorum acaba. hayır, yazacak kimsem yok da ondan. elbette gerekçe bu değil. kişiler araç olmalı şiir ise amaç. yani en azından şairler için. ben şair olmadığım için durum çok gelgitli olabiliyor kendi açımdan. yapabildiğim, severek yapabildiğim, sürekli olarak ve severek yapabildiğim tek şey müzik dinlemek. yazıya tekrar gelecek olursak, bunu yapamıyorum artık. söylenebilecek her şeyi söylediğimi düşünüyorum. bu saatten sonra ruh halimin değişeceğine de ihtimal vermiyorum. böyle bir gerçek varken yazma gerekçelerim de ortadan kalkmış oluyor. aksini yaparsam dendenler içinde boğulurum. hayat tekrarın tekrarı zaten. bir de bunu ben tekrar edince kusarım artık. canım çok sıkılıyor, bir bunu biliyorum. hayat kaç gün sence? vallahi merak ediyorum. ne zamandır yağmur yağmıyor. bunu ne çok istiyorum bir bilsen. yağmur yağınca daha rahat nefes alabiliyorum. tek kurtuluş yolum yağmur. yağmur varsa hayat var. yağmur damlalarını tek tek saymak istiyorum. bu sayım ne kadar uzun sürerse benim için o kadar iyi. bunu yaparken kulağımda neden the cranberries olmasın ki. yağmur bittikten sonra sırtüstü uzanıp kara bulutları izlesem ne güzel olurdu. yıllardır tavan izliyorum zaten, bıktım bunu yapmaktan. gri gökyüzünü izlemek güzel olurdu. yani çok çok güzel olurdu. o kadar güzel olurdu ki, kimsenin yanında getirdiği üç şeyi kabul etmeyen ıssız bir adadan daha güzel olurdu. bazı şeyler takılıyor aklıma bazen. bazı zamanlara geri dönmek istiyorum bazen. inanılmaz hatalar yaptım, yapıyorum ve yapacağım sanırım. geri dönüp baktığım zaman hiçbir şey hatırlamıyorum. bi bakıyorum ve etrafımda kimse yok. nereye gitti bunlar. neden bu haldeyiz peki. hayır cevap yok. sebep ve sonuç bile aramıyorum artık. çünkü hiç anlamadım var olanla yokun farkını. anlayamadım var olanla yokun farkını. çok uykum var. yemin ederim çok uykum var.