Olmayan açıklamadır. 17.yydaki kırılma noktası ile daha net anlayabileceğimiz bir gerçektir bu. rönesans ve o döneme kadarki anlayış , skolastik düşünce , dünya merkezli evren modelinin 17yy'da gelen zihinsel devrimin sonucunda yıkılmasından anladığımız şudur ki , eğer nihai bir açıklama olsaydı , bu kırılma noktaları gerçekleşmezdi , eski kanılar yıkılmazdı , hala dünyanın evrenin sistemin merkezinde olduğunu düşünüyor olurduk. hala allah inancının her şeyi sınırlamasına izin veriyor olurduk. diğer coğrafyaların keşfi ile doğayla olan ilişkimiz sınırlı kalırdı. ama öyle olmadı , descartes ile kırılma noktası yaşandı ve sürekli her alanda gelişme ve değişme yaşandı. bu kırılma noktaları hep daha evrensel bir cevabı arama yolunda gerçekleştirilen çabaydı. felsefe bu çabanın hiç bitmeyecek olmasıdır. felsefe arayıştır ama kesin cevaplar bulamamaktır. işte bu cevap arayışında keşfedilen şeyler , eski bilinenleri ya yıkıyor yada geliştiyor.