tdk'nin yersiz önerileri nedeniyle taşak konusu olmuş mesele. ama girdilerinde ülkeyi kurtaran yazarcanlar bu hassasiyetlerini türkçe'ye karşı da gösterseler mesela, beeeelki taşak konusu olmaktan çıkar
hepimiz türk dili ve edebiyatı ile ilgili o sıkıcı dersten geçtik. bugün fikirlerimizi, duygularımızı, düşüncelerimizi anlatırken sarıldığımız türkçe, yüzyıllar süren yorucu bir yolculuktan nasıl geçti ve bugüne kadar geldi, biliyoruz.
bu dil, şu osmanlı'daki korkunç hengameyi atlatan türkçe, son kırk - elli yılda hız kazanan ingilizce zehirlenmesini de elbette atlatacaktır. ama bu zehirlenmeyi atlatacak kadar güçlü olması, resmen kolaylık ve son moda diye, yine de ingilizce kelimeleri kullanabileceğimiz anlamına mı gelir? bu dil bunu hakediyor mu?
hayır bir de şu var; düzgün türkçe kullanmıyoruz ki yazarlar olarak, bi' bakın bakalım;
sözlük yazarlarının nickleri vardır ve yazarlar başlık açar, entry girerler. yazarların entry girdikleri başlık, sol frame'de görünür.
yoksa şöyle mi olmalıydı?
sözlük yazarlarının rumuzları * vardır ve yazarlar başlık açar veri/girdi girerler. yazarların veri/etiket girdikleri başlık sol köşede görünür.
ve, böyle-gelmiş-böyle-gidercilik devam ediyor bünyemizde. illa tepeden birilerinin gelip değiştirmesini bekliyoruz resmen, bir kere de tepki içimizden gelsin! ama hayır, bu ancak zaman kaybı olabilir. hayır, biz sosyal/siyasal alanlarda son derece aşmış bilinç sahibi sözlük yazarları, ufak bir fark yaratmayı bile deneyemiyorsak bizim okurlarımız ne yapsın? bu da toplumsal çıkarlarla alakalı halbuki. sadece içinde sezer-gül-erdoğan-baykal geçmiyor!
ayrıca, istediğimiz zaman kullanılabilir çeviriler yapabiliyoruz, yeter ki isteyelim. *
En güzel çeviriler için Oğuz Atay'ın 1970 tarihli tutnamayanlar'ından öztürkçe örnekler; ***