hayatta oluşun gerçekte neyi ifade ettiği

entry18 galeri
    1.
  1. burada amacımın hayatın anlamını sorgulamaktan öte 'hayatta olma' veya 'canlı olma' deyişlerinin ne demek olduğunu anlamak olduğunu belirtiyorum.
    bunu açıklayıp konumuza geçelim. etrafınızdaki maddelere bakarken canlı cansız diye kolayca nitelendirebiliyorsunuz. fakat hayatta olmayı sağlayan tam olarak nedir?
    titreşimden ve enerjiden bahsedeceksek cansız maddelerin de atomları titreşmekte ve gözle görülen bir hareket halinde olmayan maddelerde dahi elektronlar çekirdek etrafında dönerek enerji gerektiren bir iş yapmaktadır.
    neticede canlılığı atp'ye bağlarsak fosfor mu canlılıktır? kullanılan enerjinin türü müdür? bu halde jet yakıtından üretilen bir enerjiyle motoru dönen ve hareket de edebilen bir varlık olan uçak neden cansızdır?
    bu soruya cevaben .
    uçağın kendine ait bir kontrolörü yani bilinci olmadığı savı öne sürülebilir. öyleyse bilince ve sinir sistemine sahip olmayan bitkiler neden canlıdır?
    veya henüz sinir düğümleri oluşacak kadar evrilmemiş kimi deniz omurgasızları neden canlıdır?
    yahut tersinden bakarsak yapay zekaya sahip olan teknolojik aletler ( o uçağın otomatik pilotunun elektronik devreleri mesela) neden cansız sınıfındadır?

    bir şeyi canlı olarak sınıflandırmamızdaki en büyük algısal etkenin var olma ve ölme ile sonuçlanan temel bir yaşam sürecine sahip olmasını söyleyebiliriz.
    peki kimyasal evrim sürecinden biyolojik evrime geçerken, makromoleküllerin birer hücreye dönüşmesi sürecinde onları 'canlı' olarak nitelememizi sağlayacak temel değişiklik nedir? ne olmuştur da karbondan oksijenden azondan oluşan bir moleküller yığını 'can' denen belli yaşam süresine sahip kavrama kavuşmuştur?
    dna ve rna gibi kalıtsal moleküller bunu sağlar diyemeyiz çünkü bu moleküller de tek başına birer canlı olarak kabul edilmez.
    belli bir metabolizmaya sahip olmak mıdır canlılık? metabolizma dediğimiz nedir peki? beslenme solunum artı sindirim artı boşaltım gibi organizmaya enerji giriş çıkışını oluşturan sistemler bütünü değil midir? oysa uçağın jet yakıtının doldurulması sonra yakılarak motorlarda itki gücünün oluşturulması için kullanılması en sonunda bu itki gücünün kullanılarak uçmanın sağlanması ve yakılmadan oluşan artıkların atılması da kendi içinde bir metabolizma oluşturmaz mı?
    canlılık denen şey kendini yenileyebilmek midir? yıkım tepkimeleri ve yapım tepkimelerinin bir arada olması mıdır? öyleyse sistemdeki açıkları bularak onarabilen ve yapay zekaya da sahip bir bilgisayar neden canlı kabul edilmez? veya içinde insanların yaşayarak yıkıp yaptığı ve zarar gören kısımların onarıldığı , sürekli gelişen, değişen bir şehir neden canlı sayılmaz? insanda da neticede bağışıklık hücreleri ve onarım için çalışan enzimler bu işi yapmıyor mu? şehir neden canlı sayılmıyor?

    'yaşam' diye adlandırılan kavramın kast ettiğinin ne olduğunu hepimiz bilinçli olarak düşünmeksizin bile nasıl algılayabiliyoruz? kıpırdamadığı gözle görülür hiçbir yaşamsal belirti göstermediği halde insan nasıl mercan ve süngerleri canlı diye hemen sınıflarken yanında duran bir kayayı cansız olarak adlandırıyor?
    yani işin bilimsel boyutu bir tarafa kafalarımızdaki canlılık algısını neye borçluyuz? acaba kendimizle aynı frekansta belli 'canlılık dalgaları' yayan şeyleri üzerine hiç düşünmeden bile canlı diye niteleyebilmemizi sağlayan bir sistem mi var? canlıların kendine özgü cansızlarda olmayan ayırt edici bir enerjisi mi var?
    felsefi olarak beni üzerinde oturduğum koltuktan farklı bir varlık ilan eden canlılık hangi noktada başlıyor?
    (sorular materyalist bir evren için cevaplandırılmalı, asıl sorun (tanrının yaratmadığı varsayılan bir evrende) kimyasal evrimin biyolojik evrime nasıl geçtiği 'biyo'nun nasıl olduğudur )
    0 ...