kendimi bildim bileli bu ülkede ''demokrasinin savunucularıyız'' şeklinde ahkam kesen camianın, demokrasi anlayışlarının ne kadar samimi olduğuna tanık olduğum bu günlerde, sözlü münazalaralara girme tenezzülü göstermeyen birden çok arkadaşıma teşekkür ederim. yıllarca ülkede vuku bulan tüm olaylara getirdiğiniz bakış açısı gibi, demokrasiye getirdiğiniz bakış açısı da aynı fikri savunmayacaksan konuşmaya luzum bile yok şeklinde oldu. ben mi yanlış anlıyorum yoksa gerçekten ak parti olsun, chp olsun, temelde bu ülke yararına çalışması için insanların oy verip yetkilendirdiği partiler değilmiydi?peki bu partilerin tabanlarıda ülke menfaatleri çerçevesinde üzerine düşen gayreti inandığı ülke çıkarları için karşıt görüşü ikna yolu ile doğruyu göstererek üzerine düşeni yapması gerekmezmiydi? ancak görünen o ki ak parti kadrosundan her hangi birini insan olarak görmek bile, sus seninle konuşmak istemiyorum!!! demeye yetiyor. böyle mi inandıklarınızı gerçekleştireceksiniz!!? böyle mi insanları kendinize çekeceksiniz? bu bir hizmet sayılabilir mi türkiye için? dışlayan, kendini ayrıcalıklı sayan, insanı insan olarak görmeyip sınıflandıran bakış açısı aydınca sayılabilir mi? hani nerede eğitim şart sloganlarınız? kendisiyle çelişen felsefeleriniz ve vatanseverlikten çok uzak bu davranışlar kesinlikle samimi olamaz! zaten uzun zamandır bir samimiyetsizlik vardı bu ülkede...
- adnan menderesi, denizi gezmişi ve daha bir çok vatan evladını sağcısı solcusu farketmeden asan bu ülke değilmiydi?
- ülkesinin aydınlarına suikast düzenlenen çetin emeç, abdi ipekçi, uğur mumcu gibi yazarların öldürüldüğü ülke bu ülke değilmiydi?
- döneminin cumhurbaşkanı Turgut özal kürt açılımını başlatıktan sonra, orgenaral eşref bitlis, devlet bakanı adnan kahveci, Diyarbakır emniyet müdürü gaffar okkan öldürüldü. ve son olarakta bizzat cumhurbaşkanı şaibeli bir şekilde ölmedi mi bu ülkede..?
- daha sonraları cumhurbaşkanı olan Süleyman demirel'in yeğeni yahya demirel merkez bankasını boşaltırken kameralara yakalanmıştı hani bu ülkede:)
- hani bir zamanlar mafya vardı bu ülkede, hatta öyle bir mafyaydı ki bu, türkiye başbakanı mesut yılmaz a romanya da bir kumarhanede yumruk atmıştı da burnunu kırmıştı.
- susurlukta bir kaza oluyor içinden bir milletvekili, bir emniyet müdürü, birde mafya babası çıkıyor. bu ülkede türkiye..
- aynı sınır karakoluna 1 sene arayla 2 defa pkk baskın yapıyor, koca türk ordusu kalın bir duvar inşa etmekten aciz kalıyor. tabi yine türkiye:)
- bir mafya babası( nuri ergin) uşak cezaevinde isyan çıkarıyor ve rehin aldığı gardiyanı tutarken arkasından bağırıyor. sözler aynen şöyle '' bu devlet bana mustafa duyarı öldürttü. veli küçüğü (Ergenekon sanığı) arayın sorun.
- devalüasyonların, çalkantıların, kredi kartı aylık faizlerinin % 12 olduğu, banka ve televizyon sahiplerinin halkın üzerinde uygulayacakları faiz oranları ile ilgili devlet yetkilileri ile masaya oturabildiği ülke...
- rüşvetin ayyuka çıktığı, tüm devlet dairelerinde paranın hüküm sürdüğü dayıların ülkesi türkiye..
- hani şu beğenilmeyen akp polisi varya, 100 bin kişilik isyanı bastırıp 5 kayıp veren, yahu ben mi yanlış hatırlıyorum. bir zamanlar bir polis yaşardı bu ülkede, göz altı süresi diye bir şey yoktu şimdi ki gibi, kameralar da yoktu karakollarda istendiğinde delil sunulsun. birilerini evden alırdı bir daha haber gelmezdi onlardan, bazen de işkenceden yarım insan olarak dönerlerdi.
- şu eyvah! şeriat gelecek söylemi yeni mi yani?? yaşları 80 i bulan vatandaşlara sorun kendilerini bildikten bu yana bunu duyduklarını söyleyeceklerdir.
- bir ara bir cemaat salgını vardı ne islamla alakaları vardı, ne de bu ülkenin yararına bir işleri vardı. nerden çıktı anlamamıştık. sonra bunlar gidip birde madımak otelinde 35 aydını yakmıştı. ahhh türkiye ah!!!
- Necmettin erbakan'ın Libya lideri kaddafiden kameralar önünde yediği fırça nasılda içimizi yakmıştı.
- Yargıtay üyelerini baskınla bir avukat öldürüyor.
- güngörende çarşı içinde bir bomba 20 kadar sivil vatandaşı parçalıyor.yalnız bunların hepside Ergenekon sürecinde oluyor.tesadüfler ülkesi türkiye..
- partilerin kapatıldığı, gerçek demokrasinin uygulanmadığı, sözün daima görünenin arkasında ki sermaye odaklarında olduğu ülke değilmiydi türkiye? bir samimiyet yakalayamadım ki ben bu ülkede!!!
buyrun gezi parkına! ak parti kürt açılımı sürecinde hareket ederken. 6 aydır şehit haberi alınmıyor. gezi parkında 4 ağaçtan dolayı bir masum eylem başlıyor. kürt halkının ve de bdp nin önemli isimlerinden taksimin neresi olduğunu doğru dürüst bilmeyen Süreyya önder dozerlerin önünde duran ilk eylemcilerden biri olarak baş gösteriyor. eylem polisinde fevri hareketleriyle bir anda çığ gibi büyüyor.''aynı gün eylemde olan biri olarak yazıyorum ben bunları... sonrasında yeni bir sürece girilmiş oluyor ve olanlara hep beraber tanıklık ediyoruz. taksim adeta bir başka ülkeyi andırıyor. polis çekilmiş eylemciler konuşlanmış, tam bir istila havası vardı.facebook ta twiter da polislerin çekilmediği yazıyordu. oysa ben oradaydım. 1 tane dahi polis yoktu. ve sonrasında ki bir hafta boyunca polis oraya girmedi. sosyal medya da herkes birbirini galyana getirirken, olay 4 ağacı çoktaaan geçmişti. herkes hükümeti devirme arzusunda hareket ediyordu.aklıma da bir soru gelmiyor değildi aslında, peki durum tam tersi olsaydı. chp başta olup, ak partili 100 bin kişi milletin iradesiyle seçtiği hükümeti yine aynı yolla devirmesi demokrasi mi olacaktı? neticede seçmeniyle gelen bir partiydi ak parti...samimiyetsiz gördüğüm bir çok tavır a karşı yine de süreçte durumu tarafsız değerlendirme çabasındaydım. polisin taksime girmediği 1 hafta 10 gün kadarlık süreç içinde tüm dünya bu olayı canlı olarak türkiye de iç savaş var şeklinde yayınlamaya başladı. aynı görüntüleri tekrar tekrar yayınlıyorlardı. tüm dünya türkiyeyi itibarsızlaştırmak için tüm gayretini ortaya koyarken ak parti ve chp ne yaptı?
ak parti durumun vehametini anlayarak bu konuyu referandum a taşıyacaklarını, polisin tavrından dolayı haksız olduğu yerler olduğunu ve ısrarla eylemcilerin gezi parkından çıkmaları gerektiğini söylüyordu. başbakan sert sözleriyle egosuna yenildiği sahneleri gözümden kaçmadı kimse merak etmesin! ancak yine de annesin, kızının,eşinin olur olmaz her konuya müstehcen şekilde dahil edilmesi ve tüm baskılara pankartlara ve küfürlere rağmen fas'tan döndükten sonra oldukça ateşlenmiş kendi tabanına ''buradan eve dağılıyorsunuz'' şeklinde komut vermesi ülkesi adına gayet hoş bir hareketti. diktatör diye nitelendirilen rte daha büyük bir galyana sebebiyet verebilir, ayrıca polisi çok daha şiddetli komutlarlarla halkının üzerine salabilirdi. yapmadı! ve bu ülke iç savaş gibi bir kaosun içine düşüp bir daha iflah olmayacak bir hale getirilmedi. gezi parkı olayları Avrupa normlarında atlatıldı. başbakan ısrarla faiz lobisi şeklinde bir ifade ile halk a telkinlerde bulunuyordu. bu ne anlama geliyor ne kadar bilen vardır merak ediyorum. araştırdım. buyrun bakalım mantıklı mı? bankaların kullandırdığı bir ürün vardır. adı bankasına göre değişir. yapıkredi de adı esnek hesaptır. Akbank ta artı paradır. finansbankta kredili mevduat hesabıdır. garanti bankasın da avans hesaptır. hesabınızda para olmasada açılan limitten para kullanır hesapta eksiye düşer ay sonunda da faizi ile kapatırsınız. 27 mayıs ta yani eylemlerden 4 gün önce ak parti aldığı kararla kredili mevduat hesabı faiz oranı aylık % 6.4 den % 2. 12 ye çekildi. bu korkunç bir rakamdı. öyle ki yıllar önce gayet rahat bu töleransları eski türkiye başbakanlarından alan, aylık 800 trilyon avans hesap kullandıran, garanti bankasının patronu ferit şahenk 1 gecede her ay kazandığı 32 trilyonluk bir rakamı kaybetti. o 32 trilyon bu hesabı kullanmak zorunda kalan tüm vatandaşların cebinde kaldı. diğer banlarında toplamı ile beraber neredeyse aylık 1 milyar tl türk vatandaşının cebinde kaldı. başbakanın faiz lobisi şeklinde ki gönderiminin içeriği buydu. banka sahipleri aynı zamanda tv sahipleridir. ali koç ele alınırsa yapıkredi onundur. divan otelide onundur:)mesela bu süreçte garanti bankası genel müdürü bu olayları avrupaya şikayet etmiştir. aydın doğanın kanallarında divan otelinin önünde ki olaylar naklen verilmiştir. aydın doğan da koçla akrabadır.
chp ne yaptı? eylem ilk gününde amacına ulaşmış ve halk sesini tüm siyasi yetkililere hatta dünyaya duyurmuşken chp eylemcilere şişli belediyesi vasıtasıyla eylemlerini sürdürebilmeleri için iaşe yardımı yapıyordu. her gün çıktıkları tv kanallarında eylemcilere yanınızdayız şeklinde desteklerini sürdürüyordu. ben turizmciyim arkadaşlar! tüm türkiye rezervasyonlarını iptal ederken acentalar chp nin ''tamam herkes sesinizi duydu arkadaşlar dağılın artık'' söylemini 1 kez olsun kullanmaması gerçekten de çok acıydı. halk tv sadece polis şiddeti adı altında galyana gelmiş halkı iyice çığrından çıkarmak için elinden gelen gayreti gösterdi.chp milletvekilleri eylemcilere para verdi. yine chp bunu da nasıl yaptılar hiç anlamadım!konuyu iktidarla görüşüp bu ülkenin menfaatine bir adım atılmasını konuşmak yerine, gitti bbc Reuters ve cnn le kapalı toplantı yaptı:S
eylemcilerde ilginçti aslında:) ne hikmetse bundan 10 yıl evel icra kanalı ile milletin tüm imkanlarını bu faiz oranlarıyla sömürürken işadamları, avukatların birtaneside sağolsun kalkıp millet adına !!böyle faiz mi olur!!?!demeyip ,evinden televizyonu buzdolabı alıp götürülen teyzeleri gayet sakin izlemişlerdir.ama bu olayda tüm güçlerini kullanmışlardır. ssk da ve tüm devlet hastanelerinde bunca yıl bıçakparası adı altında devletin öngörüsünün üzerinde kendi iradesiyle vatandaştan para talep eden doktorlar da saolsun bu ülke insanı için hiç eylem yapmamışlardır. cihangirde gözümle tanık olduğum bir sahnede, gezi parkı olayları neredeyse bir ayını doldurmak üzereyken kürt kökenli 50 kişilik bir grup cihangir meydanında savaşa gayet hazır bekliyordu. tabiatı koruyanların her zaman yanında oldum ben! ama kimse inkar edemez ki bu olanlar yinede biraz samimiyetsizlik kokuyor.
şimdi bir adam var benim önümde recep tayyip Erdoğan. bu yukarıda bahsi geçen camia ve camialardan hangisi bu adamı seviyor??cevap; hiç biri:) inanın bende kendisine ısınamadım bir türlü...ancak nedir bu korkusuzluk! yargıyı karşısına aldı, orduyu karşısına aldı, medyayı karşısına aldı, tüsiadı karşısına aldı.tüm diğer parti tabanlarını karşısına aldı. fenerbahçe camiasını karşısına aldı. bu neyin cesaretiydi ki? bugün iktidardan düşse,bırakın kendisini torunlarına bile gün yüzü göstermezler bu ülkede...
ilk iktidara geldiklerinde oy oranı %33 tü , sonra % 46 oldu. son olarakta %51,4.bu büyük fark kimleri ikna ederek oldu?
hepsi mi hüloğğğ bunların?
- yıllarca bu ülkede Alevilere hak verilmiyor diye bir söylenti vardı. din dersine Alevilikte eklendi. yuhalandı!
- kürt açılımı projesi kapsamında,kürtleri de bu ülke vatandaşı olarak olarak kanadı altına alıp, güneydoğuda bir çok yatırım yapan,kanal açan, hastanelerini yenileyen habire çözümler arayan bir parti olarak sahneye çıktı. yuhaladı!
- neredeyse her ile bir havaalanı bir de üniversite ekledi.yuhaladı!
- kokudan girilmeyen devlet hastahanelerini özel hastahaneler kıvamına getirdi yuhalandı!
- ders kitaplarını bedava verdi. kendi fotoğrafını koyduğu bir sayfada öğrencilere temennilerini bildiriyordu. bu sayfa direkt yırtıldı.
- okullara tablet teknolojisi getirip, tüm ülkede okulları tekrar inşa etme projesini başlattı. ihaleden kaç para indirdi diye soruldu.
- insanları 300 tl taksitle ev sahibi yaptı. yine aynı soru soruldu.
- tüm türkiyede duble yollar yapıp, her yere kameralı denetim sistemi getirdi. ama millet önceden trafik kazalarında ölen binlerce insanı düşünmek yerine, eve gelen 70 tl lik trafik cezası için küfür etti. oysa ki o denetimlerdi trafik kazasının önlenmesine neden olan.
- ingilterenin ısrarla engellemeye çalıştığı kanal projesini başlattı. engelin sebebide türkiye'in o kanaldan geçecek ingiliz gemilerine fahiş ücret uygulayacak olmasıdır. dünyanın en büyük havaalanı projesini başlattı. almanyanın Lufthansa şirketini neredeyse batıracak bu proje almanlardan önce Galatasaray da toplanan bir grup eylemci tarafından yeşilin korunması şeklinde gayrı samimi bir şekilde protesto edildi. neden gayrı samimi? daha başbakan projesini açıklamayı bitirmeden. onlar protestoya başlamıştı.kısacası türkiyenin lehinde ya da aleyhinde olsun protesto edilecekti.onlar zaten orada bekliyorlardı:)
- istanbul a gerçekten de daha önce görülmemiş bir belediyecilik anlayışı geldi .yine sorular ihalelerden indirilen paralardı.
- tüm devlet dairelerine yeni sistemler getirdi. kurduğu bilgisayar ağı sistemi ile memurla vatandaş arasına bir perde çekmiş oldu. bilgisayar kaydı alınmadan işlem yapılamıyor devlet dairelerinde...rüşvet önlendi.yine yuhalandı!
- yıllarca diplomatlar koltuklarının altına bir kırmızı klasör alıp, gittiği ülkelerde ondan bundan direktif alıp, fırça yeyip geri dönerdi. Davos ta perezi, Avrupa birliği toplantısında Kıbrıs rum kesiminden bir milletvekilini,fransada da yine bir Fransız vekili fırçaladı. tabi araya giren yığınla şüpheli fitneler sokulsa da,bence mafya babasından yumruk yiyen başbakanla arasında küçükte olsa bir fark vardı:)
- her katıldığı toplantıda türk bayrağını yerden aldı, şov yapıyor dendi.
- neredeyse her gün yeni bir açılış yaptı. esamesi bile okunmadı:)
- Galatasaray a 60 bin kişilik stad yaptı. üzerine Fenerbahçe'nin başkanını hapise tıktı. aslantepe stadı açılışında binlerce Galatasaray taraftarı yuhalayarak adamı yerin dibine soktu. aynı şeyi türkiye-abd basketbol maçında da yapmışlardı.
- yine yıllardır iktidarlara yalvaran Beşiktaş camiasına stadyumlarını revize edeceklerinin sözünü verdi ve süreci başlattı.çarşı grubu gezi parkı olaylarında polisin tomasını gasp edip, sahibinden com a da ikinci el toma diye ilan verdi:)
- iktidara geldiklerinde banka faiz oranları dudak uçuklatan seviyelerdeydi.imf ülkenin kaderi gibiydi.faizler düştü.imf borcu bitti.bu seferde herhangi bir kaynağı olmayan bir borç çıkarıldı.
ben bu gözlemlerimi itü de okuyan Orçun'un Marmara da okuyan beril in ergen zekalarıyla facebook ve twiter da,ülke mesleleri hakkında yaptıkları esprilerden yola çıkarak yazmadım. bunların hepsi bu ülkede yaşandı. hadi yine de tencerelerin tavaların merkezinden bir Teşvikiyeli olarak, söyleyeceğim şudur.ak parti değilsede, diğerleri hiç değil!