playofflar başlamadan önce girdiğim entryden baya yuttuğum şeyler oldu ama iyiki de yuttum dedirten maçlar oldu. ilk tur hala tamamnlanmadı ama şöle genel bi bakalım noldu ne bitti.
doğuda detroit-milwaukee eşleşmesi beklendiği gibi 4-1 detroit üstünlüğüyle sonuçlandı. milwaukee kendi evindeki ilk maçta detroit'e fark atıp acaba dedirtti ancak 4. maçı kaybetmeleri seriyi vermelerini çabuklaştırdı. nitekim 5. maçı detroitte kaybettiler. detroit böylece rakibini beklemeye koyuldu.
miami-chicago eşleşmesi en keyifli eşleşmelerden biriydi. sabaha karşı oynanan maçta miami chicago'yu deplasmanda mağlup ederek konferans yarı finaline kaldı. 4-2 biten seri çok zevkli geçti. chicago uzun süre sonra playofflarda boy gösterdi ve miami'yi kendi sahalarındaki iki maçta da yenerek, boş bir takım olmadıklarını gösterdiler. darısı bir dahaki playofflara.
new jersey-indiana eşleşmesi ise ilk turda oynanan en sert basketbolu gözler önüne seren seridir. indiana çok çabalamasına rağmen elenmekten kurtulamadı. sabaha karşı kendi sahalarında maçı kaybedince seriyi 4-2 vermiş oldular. new jersey'nin turu geçeceği belliydi ancak bu kadar zorlanacaklarını kimse tahmin etmiyordu.
cleavland-washington eşleşmesi ise denk güçlerdeki takımların çekişmesi şeklinde geçiyor. lebron james ıkınarak cleavland'ı seride 3-2 öne geçirmeyi başardı.eğer washingtondaki maçta galip gelebilirlerse detroit'in rakibi olacaklar, olmazsa bile 7. maçı kendi sahalarında oynamanın avantajını bir şekilde kullanıp turu geçeceklerdir düşüncesi içindeyim.
batıda ise san antonio-sacramento eşleşmesi beklendiğinden çekişmeli gidiyo. sacramento san antonio'nun oyuncağı olmamayı başardı. 2.maçta biraz şansları olsaydı şimdi 3-2 önde olan taraf onlar olacaktı. kendi sahalarında oynanacak olan 6.maça seriyi uzatma amacıyla çıkacaklar. san antonio'da duncan\'ın formsuzluğu en büyük sıkıntı. kolaylıkla eleyebilecekleri rakiplerine karşı olası bir 7.maçla karşı karşıyalar. turu kim geçerse geçsin, dinlenmiş bir dallas karşısında çok zor anlar yaşayacak.
phoenix-la lakers eşleşmesi ise şüphesiz en büyük çekişmenin yaşandığı seri. lakers önüne gelen fırsatı tepip 3-1 öne geçtiği seride durumun 3-3'e gelmesine engel olamadı. steve nash'in "öeeh artık yeter" şeklindeki silkinişiyle phoenix bildiğimiz karakterini ortaya koyarak lakers'ı önce kendi sahalarında sonra rakip sahada yenerek seriyi kendi sahasındaki 7. maça götürdü. favorisi olmayan bir seri. kobe tek başına kalırsa phoenix lakers'ı yine darmadağan edecektir. ancak lakers'ın kazandığı 3 maçta da oyuna katkı yapan oyuncular biraz gayret gösterirse lakers'ın turu geçip clippers'a rakip olması işten bile değil.
denver-la clippers eşleşmesi ise benim beklediğimin aksine clippers üstünlüğüyle tamamlandı. tabi saha avantajıjna sahip olan cilppers bunu iyi kullandı ve sahasında oynadığı 3 maçın 3ünü de galip tamamladı. denver ise hiçbir varlık gösteremeden playofflardan silindi. keşke onların yerine utah olsaydı demeden edemiyorum. division champion sıfatıyla katıldıkları playofflarda yine hüsrana uğrayarak evlerine döndüler.
dallas-memphis eşleşmesi ise beklendiği şekilde dallas üstünlüğüyle bitti. memphis'in üst üste 3. kez playofflardan galibiyet alamadan elenmesi ise ilginç bir rekor oldu. dallas'ın rahat bir şekilde 4-0 galip bitirdiği seride müthiş bir basketbol oynadıklarına tanık olduk. rakipleri her kim olursa olsun onların karşısında çok zorlanacakları kesin.
doğunun favorileri takılmadan yoluna devam ederken batının favorileri rakipleri karşısında zor anlar yaşıyor. genelde bir tek 4-0'lık serinin olması çekişmenin hat safhada olduğunu gösteriyo ki bu çok güzel bir şey. gerisini keyifle izleyelim ve görelim demekten başka bir şey kalmıyo bize.