seçim akşamı sandıklar açıldıktan sonra dahi elinde kağıt kalemle "benim hesaplarıma göre akp milletvekili sayısı 250 civarı, chp milletvekili sayısı ise 230 civarı çıkacak. bu oranlar değişecek, şöyle olacak böyle olacak... " diyerek beni benden alan gazetecimsi. yahu anladık akp yi bokun kadar sevmiyorsun, karşısın, muhalifsin, ulusalcısın, chp nin emrine verdiğin kanalımsı hedeyi yönetiyorsun, akp yi karalamak için erbakanı bile kanalına çıkarıp karşılıklı oturup gevrek gevrek gülüşebiliyorsun. yahu bunların hepsini anlamaya çalışıyorum. ama seçim yapılmış, sandıkların neredeyse yarısı açılmış, yahu bu halk birşeyler anlatmaya çalışmış. ama bu zat oturup bir dakika bile bunu düşünme tenezzülünde bulunmadan yeni dönem çığırtkanlıklarına başlamış. seçimler yapılmış olmasına rağmen elinde ki kalem kağıtla seçmenin rengini belirliyor kendince. seçimden önce en yaklaşık sonucu veren anketi yapan tarhan erdeme demediğini bırakmıyor ama kendisi seçim akşamı , sandıkların yarısı açılmışken bile akp 250 chp 230 milletvekili çıkaracak diyebiliyor. bunada gazetecilik diyor. hadi gazeteciliğide geçtim buna akıl, zeka, gözlem, ileri görüşlülük diyor. sonra da türkiye'ye şeriat gelecek, laiklik elden gidecek deyip duruyor. seçim sonuçları açıklandıktan sonra dahi seçim sonuçlarını tahmin edemeyen bu insan neleri tahmin edebiliyor. ben yine de tüm iyi niyetimle "uzağı görüyor ama yakını göremiyor heralde bu muhterem" demek istiyorum, saçma oluyor. en iyisi susmak diyorum. bazıları ise hiç susmuyor, sustukça sıranın kendisine geleceği paranoyasıyla yaşıyor. bense susuyorum.
(bkz: ahmağa karşı en iyi cevap susmaktır)
