hani sıradan bir insandır ama fark etmeden ya da çok çalışarak kameralar karşısına geçen bir oyuncu olmuştur, istemiş midir bunu kendisi de bilmez. devam ediyorum der kendi kendine, duyarsızdır, ben kelimesini çok fazla kullanır. hani bu adam kameralar karşısına geçince ilk başta kendisini biraz kasar ama ayna karşısında duruşunu hazırlamıştır zaten, bir süre sonra kasmadan da o duruşu sergiler, başarıya ulaşır. bir süre sonra evet ya der ben sevilmeye değerim baksana herkes beni seviyor der, ama kendisi kendisini sever mi bu soruyu düşünse de kaçar cevaplamaktan, beni herkes seviyor der yine kendi kendine. bir süre daha geçer, kameralara iyicene alışmıştır ama bir yanılgıya daha düşer, her hali ile sevildiğini sanır ya insan işte sevgiye ihtiyacı olan kişinin en büyük yanılgısı. hiç gerektiği gibi sevilmediği için bir rahatlama gelir üstüne, her şeyi biliyordur, o kameraları insanları. insanlarda onu biliyordur. sarhoş gibidir artık genelde, çok düşünmeden hareket etmeye başlar, kendisine ters davrananı azarlar, ters davranmasa yanlış anladığını bilse bile azarlar artık. hani küçük bir çocuk şarkı söyleyince herkes onu alkışlarsa kendi yorumunu da katarak daha da bağırarak söyler ya işte öyle olur o da. hatalar yapmaya başlar artık o adam sanki daha önce yapmamış gibi. artık herkes ona karşı olmuştur, o huysuz, dik kafalı, cimri, patavatsız, para düşkünü, değer bilmez, iki alkış görünce şımaran aptal çocuk olmuştur. zaten öyle miyim diye düşünür kendisi ile ilgili söylenen sözlere, hiç sevilmemiştir ki şimdiye kadar, sanır ki kendisini seven insanların düşüncesi bunlar, hayal kırıklığına uğrar, bir kere daha, bir kere daha, binlerce kere oldu der kendi kendine, o sahte sevgiyi bile hak etmediğini düşünür . toparlayamaz kendini o adam artık, toplamak da istemez, hiç sevilmemiştir ki şimdiye kadar onu hayatta tutacak şeyin sevmek ve sevilmek olduğunu, gerçek sevginin de zor bulunduğunu bilmez, sabredemez onu bulmak için, aramaya çalışmaz bile.