"ege toprağında gencecik bir gürgendim ben" cümlesiyle başlayan ve hasan ali toptaş'ın franz kafka'dan nasıl etkilendiğini en iyi gözlemlediğimiz eserdir. Kafka'nın "köprü" isimli öyküsü "soğuk ve katıydım; bir köprüydüm" diye başlar. Yani aynı Marquez'in "kırmızı pazartesi" romanındaki gibi, veya Kafka'nın Dönüşüm isimli eseri gibi asıl olanı, durumu girişinde verir. Kafka etkisi de hem bu giriş hem de Kafka'nın fabl yorumuyla ilintilidir. gregor samsa başlığında zikirettiklerimi kısaca yinelersem; bir hayvanı veya cansız bir nesneyi alıp insani özellikler katar ama onu yani fablı "yabacılaştırma" durumunun içine sokup masal olmaktan uzaklaştırıp bambaşka bir forma sokar.
hasan ali toptaş gibi Türkçe'nin sihirbazı olan birinden bir masal dinlemek herkese nasip olmaz...