8.
-
uğur dündar konu ile ilgili bugün bir yazı kaleme almış, okumanızı öneririm.
--spoiler--
Sevgili okurlarım,
Güneydoğuda Bu kadarı da olmaz! dedirten olaylar yaşanıyor.
Dünkü Sözcüde bunlardan birini okudunuz.
Diyarbakırda gösteri yapan PKKnın sözde Asayiş Timi-nin, kendilerini durdurmaya çalışan polise çekil oradan yoksa müdahale ederiz! diye bağırdığını öğrendiniz!
Batıda, örneğin istanbuldaki Gezi Parkında karanfil uzatanlara biber gazı ve tazyikli suyla müdahale eden polisin, Diyarbakırdaki PKK şovuna seyirci kaldığını fotoğraflarıyla gördünüz.
* * *
Kanınızı donduracak, bu kadarı da olmaz dedirtecek bir olayı da ben anlatayım.
Batıda yaşayan Kürt kökenli bir işadamı, Doğu Anadolunun büyük kentlerinden birinde bir baraj ihalesi alıyor.
Bir süre sonra PKK haber gönderip Kazancının yüzde 10unu bize vereceksin! diyor.
işadamı kârının büyük olmadığını ve istenilen parayı veremeyeceğini söylüyor.
Bunun üzerine PKK, maliyenin yöntemini kullanıyor ve hesapları incelemek için defter kayıtlarını istiyor.
iş adamı ne yapsın?
Hemen defterleri hazırlıyor ve 3 kişilik bir ekiple yola çıkarıyor.
Nereye?
Kandile!
Yanlış okumadınız heyet doğruca Kandile gidiyor.
Bir ağacın gölgesine pazarlık masası kuruluyor.
Masanın bir tarafına PKKlı maliyeciler (!) diğer tarafına da işadamının görevlendirdiği hesap kitap uzmanı kişiler oturuyor.
Pazarlığın Türkçe yapılmasında anlaşmaya varılıyor!
Al takke, ver külah tartışılıyor, tüm rakamlara en ince ayrıntısına kadar bakılıyor.
Sonuçta PKKlılar yüzde 10da karar kılıyor.
Liderleri, bu para verilmediği takdirde işi yaptırmama tehdidini savuruyor.
Kandile giden heyet kös kös dönüp durumu işadamına anlatıyor.
işadamı ne yapacağını düşünürken aklına, vaktiyle bir iyiliğinin dokunduğu Avrupadaki PKK yöneticilerinden biri geliyor.
Uçağa atladığı gibi o ülkeye gidiyor.
Durumu izah ediyor.
istenilen rakamı verirsem, ben bu işin altından kalkamam diyor.
Yöneticinin Kandildekilere müdahalesiyle vergi (!) yüzde 1e iniyor.
* * *
Durun daha bitmedi
Bu olayın anlatıldığı masada bir başka ünlü işadamı bizi gülerek dinliyor.
Neden gülüyorsunuz? diye sorduğumda, Benzer bir durum benim başıma geldi de, o nedenle gülüyorum! diyor.
işadamı sahibi olduğu tekstil mağazaları zincirini Güneydoğu Anadoludaki bir kentte inşa edilen yeni AVMye de taşımak istemiş.
PKK durur mu, hemen adamın başına damlamış!
Gelenler Belediyeye şu kadar vereceksin! demiş.
işadamı O kadar değil de şu kadar versem olmaz mı? diyecek olmuş.
Öyle bir bakmışlar ki, hemen kabul etmek zorunda kalmış.
Belediyeye ödemeyi yapmış, işi bağlamış!
Benim şaşkınlık içinde dinlediğimi görünce de Şaşıracak bir durum yok! Oranın gerçeği bu! Sıkıysan kabul etme! diyor.
* * *
PKK uyuşturucu, insan ve sigara kaçakçılığının yanı sıra, vergi adı altında haraç alıyor, gümrük kapılarından gelir sağlıyor.
Bu yetmiyormuş gibi kendi güvenlik gücünü kuruyor, hatta yargılama bile yapıyor!
Yani bölgede fiilen özerklik uyguluyor, devlet içinde devlet kuruyor!
Başbakan da kalkmış, sanki Osloda, imralıda imzalar atılmamış gibi, çözüm paketi açıklıyor.
Atı alan Üsküdarı çoktan geçmiş, hâlâ çözümden söz ediliyor!
Ne diyelim?
Hayırlı çözümler, pardon çözülümler!
--spoiler--