laikliğin tanımına bakarak doğruluğu ya da yanlışlığı hakkında yorum yapabileceğimiz önermedir. laiklik muğlak bir kavram olmakla beraber en basit anlamıyla din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, devletin dinlere eşit mesafede yer alması, devlet yönetiminde dini öğelere yer verilmemesi olarak tanımlanabilir. ancak ülkemizde durum biraz farklıdır. devlet laiktir ayrıca dini kontrol etmekte, denetim altında tutmaktadır. yani din tam manasıyla bağımsız değildir, devlet işlerinde dini öğelere yer yoktur. mesela devlet, müslümanların ibadet günüdür diye cuma gününü tatil yapmaz ancak bir yandan çatır çatır imam yetiştirir, hutbe hazırlar.
aslında din işi de halka bırakılacak gibi değildir. nasıl ki demokrasi halka bırakılamayacak kadar önemli bir meseleyse din de gerekirse devlet tarafından yönetilir. bu memlekette komünizm de laiklik de demokrasi de icab ederse devlet eliyle yapılmalıdır (biz buna "chp kafası" deriz) ve bu nedenle türkiye'nin demokratik olduğunu iddia etmek gibi laik olduğunu iddia etmek de yanlıştır. bakın ilber ortaylı hoca bile musevilik ve islamiyette laiklik mümkün değildir demiş.
neticede bu kavramlar batı'ya ait olduğundan ve batıda yüzyıllar süren aydınlanma çağı, devrimler ve halk hareketleri gibi uzun mücadelelerle giyotin altında bedeli ödenerek yerleştiğinden altyapısı sağlamdır. bizde ise batılı kurumlar sadece şeklen vardır fiiliyatta ise yoktur, yaşatıcısı da devlettir. anayasaya sorsanız türkiye laiktir, demokratiktir, insan haklarına saygıldır, hukuk devletidir. vay be ne memlekette yaşıyormuşuz da haberimiz yokmuş.
