gelir dağılımında adeletsizliğin hat safaya ulaştığı bir ülkede yaşıyoruz ki bunun en bariz örneği daha 5 sene öncesine kadar bu ülkede dört resmi dolar milyarderi olması, bugünse resmi olarak! yirmi altı dolar milyarderinin olmasıdır.. açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veren milyonlarca insana rağmen.. titanik de böyle değil miydi? üstte 1. sınıf yolcular, altta ezilenler..
bu ahval ve şerait içinde, demokrasiyi gideceği yere kadar götüren bir araç olarak gören rte, bu gemiyle nerelere gitmez ki? %10 seçim barajının olduğu bir ülkede, seçimin hemen akabinde çıkıp halka demokrasi dersi veren rte, bu gemiye nice anlamlar yüklemez mi? ananı al git buradan, burası sakatatçı değil kardeşim, çağırın şu sahtekarı diye hitap ettiği vatandaşlarını o gemiye kaçıncı sınıf yolcu olarak bindirir acaba, onlar için de bir kez olsun sayın kelimesini kullanır mı? şehitlere kelle diyen bir zihniyet, kaptanı olduğu gemi batınca ölenlere ne der acaba? askerlik yan gelip yatma yeri değil diyen bu kişi, kaptanlık koltuğunun yan gelip yatma yeri olmadığını bilmez mi acaba? bir yandan devlet ticaret yapmamalı diyen diğer yandan da tüccar siyaset diye bas bas bağıran aynı zamanda ben ulkemi adeta pazarlamakla mukellefim diyen bu zat, akdeniz'den geçerken, gemisini ermeni soykırımının destekçisi fransa'ya özelleştirir mi dersiniz?
vakti zamanında chp'yi eleştirirken, chp dönemindeki kuraklıktan, yoksulluktan bahseden, bunun üzerinden prim yapmaya çalışan rte -devirdiği çamlar sayesinde bizim nesli küresel ısınmayla bizleri tanıştıran kaptan-, sayende kuraklık hat safada, buzdağı da kalmadı çarpıcak.. bakalım nasıl batıracaksın gemiyi.. lan yoksa oğluna aldığın gemi...