within temptation için gittiğim festivaldi, nitekim istediğim gibi de dinledim. yalnız diğer gruplar da iyiymiş, cehaletime sövdüm insan önceki grupların 3-5 şarkısını dinle di mi? nedir, ne değildir diye? bursa'ya geri döneceğim için wt'den sonra çıkmak zorunda kaldım, zira şu an işteyim o yorgunluğun üstüne çalışıyorum, yaa (acıyın lan bana)
demem o ki, within temptation'a kadar olan ana sahne performansları iyiydi. Rebel Moves dersine güzel çalışmış, keşke ben de çalışsaydım dedim yani ne bilim en iyi şarkılarına falan bi bakar di mi insan? yok bakmadım, neden bakmadım bilmem ama bakmadım işte. Aylin Aslım biraz "uçmuş" gibiydi yani kafası bizden daha güzeldi ama yine de iyiydi, hatta baya baya triplerde olması bizi de triplere soktu diyebilirim * zaten gezi parkı sloganları da eksik olmadı. ama sahnesi güzeldi şimdi harbiden "olmuş" dedim ben ne bilim eski performanslarına göre daha güzel geldi bu.. Primal Screm ise resmen yardırdı, bu kadar zevk alacağımı düşünmemiştim açıkçası ne yalan söyliyim, baya bildiğin -giyimlerinden tutun da müziklerine, enstrumanlarına kadar- retro bir havada geçti performansları... vee within temptation... geçen sene golfeste gidemediğimden olsa gerek birikmiş 2 senelik enerjimi harcadım diyebilirin. ne var ki 1 saatlik performansları yetmedi, resmen tadı damağımızda kaldı, üstüne bir de the howling ve The Heart of Everything'i söylemeyince (hatta bu albümü baya es geçmiş gibiydi setlist) baya üzüldüm ama yeni albümlerinde en sevdiğim şarkıları duyunca sevindim... başka sefere deyip sineye çektim ve wt sahneden inince alandan -mecburen- ayrıldım. teoman ve sonrasındakiler nasıldı bilmiyorum ama yardırmışlar sanırsam...
velhasıl ben dinlediğim zamana kadar ki performansları beğendim, kalabalık falan da güzeldi, iyiydi yani.
not: kamil koç otobüs firmasından "alana nasıl giderim-nereye kadar servisleriniz var" bilgisi almaya çalışırken "benim oğlum da orda" diye bana yol tarifi veren teyzeye, ama asıl tarifi aldığım otogar-metro güvenlik görevlisine, alana giderken fatih üniversitesinin orda kalıp araç bulamadığımda otostop çeken ve beni de yanına alan -görevliymiş o da geç kalmış- zeynel abiye, giderken-gelirken tam olarak durakları, ineceğim ve bineceğim yerleri bilmediğim için "hede-hödö bu tarafta mı? inmemize daha çok var mı? indikten sonra neye bincem? akbilim yok kart mı almalıyım?" gibi onlar için sıkıcı benim için hayat kadar önemli sorularıma cevap veren on-yüz-bin insana sonsuuuuuuuzzzzzz teşekkürlerimi sunarım
not 2: bursa otogarındaki uyuyan insanları "oturacak yer kalmama ihtimaline karşı" kaldırıp işini yaptığını zanneden güvenlik görevlilerine o emri verenlere de kolum girsin!
