umudun söylenebilecek en büyük yalan ve ateşinde yanılacak çaresizlik olduğuna kanaat getirerek, gözü kapalı kurduğu hayallere sığınan ve yabancıların arasında ayakları yorulsa da yürümeye devam eden insanın hem kalbine hem de ağzına yakışacak sözdür.
her geçen gün artan sevgisinin karşılıksız kalması, hak etmediği acımasız davranışlar, buz gibi sözler bile onu yolundan çevirmez, güçlüdür ve üzerine abanan yozlaşmış normlara rağmen ilerde bir güneşin olduğunu bilerek yürür yolunu. küçük mutlulukları keşfeder her çıkmaz sokakta, güneşi gördükçe, kedileri okşadıkça, sıcak bir gülümsemeyle karşılaştıkça vardır ve varlığı hızla bütünleşirken, acıların tükenip yenileceğini fısıldamaktadır.