Bir "kime göre neye göre" klişesinin yaşanacağı yargılamalardan biri daha. Bu başlık değerlendirme değil, yargılama içermektedir. Metal müzik, kökenli olan jazz, rock gibi türlerin de ortaya çıkışı göz önüne alındığında isyanın ve toplumsal haykırışın simgesidir. Bu tarih boyunca çeşitli şekillenmelerle karşımıza çıkmış, kimi zaman da isyanını doom metal gibi içsel yanlarıyla dile getirmiştir. Son 15 yılda da kapitalist darbeleriyle kendi içinde franksmanlarını çeşitlese de özündeki hümanizmi, özgürlüğü, eleştiriselliği, girişimciliği korumuştur. insanlara ve topluma bir şey anlatmaktan çok daha güzel ve özel olanı anlatma amacını gütmüştür metal müzik. Savaşlar olmuş, faşizm yükselmiş, açlık kol gezmiş, kimyasal silahlar vb. doğayı, insanlığı her yönüyle tehdit edip yok etme girişimlerini sürdürmüş, rock ve metal müzik fanlarıysa bunun tam zıttı yönde karşı duruşunu sergilemiş ve sergilemektedir. Yani diğer bir deyişle, metal müzik duyarlı bir felsefenin ürünüdür. "Kulağa hoş geldiği için dinlenen müzik" değildir özünde metal müzik. Sorgulamanın, eleştirmenin ve doğruyu bulmaya inanmanın ürünüdür metal müzik. insanlar her zaman 90ların başında olduğu gibi birbirinden alakasız şarkıcıların yer aldığı "bütün dünya buna inansa, ah inansa" düeti tarzında zoraki ve kandırmaca bir platforma inanmak ve destek göstermek zorunda değildir. insanlar isteklerini, tepkisellik yoluyla da dile getirebilir. Yani kimse kimseden "pollyannacılık" oynamasını bekleyemez. Estetik de çeşitlenmesi çok fonksiyonlu olan bir şeydir ki burada faydacılık daha bir kendini hissettirir. Yani death metalde adam böğürür ama böğürürken savaşa ve onun yarttığı kuklalara ana avrat küfreder. Bu hiç kuşkusuz ki "derin bir tatile çıkmalıyım, aklıma esersen sana yazarım" gibi bir şarkı yaklaşımından çok çok daha faydacıdır. Çünkü savaşa karşı dik duruşu ve örgütlenmeyi de beraberinde getirir. Yani sürekli andığımız, fakat genelde lafta bıraktığımız toplumsal örgütlenmeyi sağlayacak çok önemli bir kültür öğesidir metal müzik. Bugün sokakta, caddede metal müzik dinleyen insanlara veya uzun saçlı küpeli insanlara küfredersiniz, ama aynı görünümdeki Athena grubu tam da savaşın doruk noktaya ulaştığı anda Eurovision'da özgürlük simgeleriyle tepkiselliğini koyar, onu alkışlamayı bilirsiniz. Peki Hande Yener, Demet Akalın v.b popüler kültür ürünleri ne yaparlar? SAhne aldıkları mekandan anasını babasını kovdururlar. * Sizce burada makbul ve duyarlı olan hangisidir? Takdir, gerçek demokrasi taraftarlarınındır.