sözlük yazarlarının itirafları

entry163074 galeri video563 ses32
    83542.
  1. ne yapacağımı ne düşüneceğimi bilemiyorum. dile kolay 8 sene... 8 sene
    geçirdim onunla acısıyla tatlısıyla. ayrılalı 1 sene olmadı daha. acısı bende hala
    taze. ama bugün haberini aldımki evlenmiş. neler hissettiğimi kelimelere
    dökemiyorum. tam kalbimden öyle bir sıcaklık yayıldıki tüm vücuduma ölüyorum
    sandım. nasıl olabilirdi bu? 8 senenin ardından nasıl 1 sene geçmeden biri ile
    evlenebilirdi. inanamadım. inanmak istemedim. 8 senenin tamamı gözlerimin
    önünde belirmeye başladı. nasılda sevmiştim onu. lisede onu ilk gördüğüm
    zaman geldi önce aklıma. gülüşü evet... gülüşüyle kendine bağlamıştı beni.
    allahım bir insan bu kadar güzel gülebilir mi? gülüyordu, gülerken gözlerinin içi
    mükemmel bir ışık saçıyordu. o ışığa o gülüşe vurulmuştum işte ben. üniversite
    zamanlarımız geliyor aklıma. 4 senede mezun olup bir an önce evlenmek için
    verdiğim onca savaş. uykusuz geçen gecelerim. stress yüzünden yakalandığım
    hastalıklar geliyor aklıma. ama umrumda değildi o zamanlar. nasılda
    savaşıyordum 4 senede bitireceğim diye okulu. hiç bir zaman normal insanların
    yaşadığı gibi bir üniversite hayatım olmadı sanırım. insanlar
    festivallere,konserlere giderken ben oturdum evde ders çalıştım saatlerce. hepsi
    bir an önce mezun olup iş bulup para kazanmak ve onunla bir ömür kurmaktı.
    kendi derslerimden başımı kaldırdığım zaman onun derslerine de yardımcı
    oluyordum. aslında 2 bölüm birden okumuşum ben şimdi anlıyorum bunu.
    sonra mezuniyet günüm geliyor aklıma. 4 senede okulu bitirmişim. nasıl mutlu
    anlatamam. gene o lisede vurulduğum gülüşü var yüzünde. nasıl gülüyor, nasıl
    parıldıyor gözlerinin içi.4 senelik savaşa değdi diyorum içimden. o mutlu olsun
    diye dünyayı bile yerinden oynatırım gerekirse diyorum kendi kendime. ben
    mezun oluyorum ama onun mezun olmasına 1 sene daha var. o 1 sene boyunca
    hem iş arıyorum hem onunla beraber ders çalışıyorum. derken 4 ay içinde işimi
    buluyorum. havalara uçuyoruz beraber. yine o gülümseme var yüzünde.allahım bir
    insan bu kadar mı güzel güler?aradan 1 sene geçiyor. o da mezun oluyor. üstelik 2
    ay içindede işini buluyor. bizden mutlusu yok değil mi? öyle değil işte bir şeyler
    ters gidiyor.hissediyorsun ama ne olduğunu anlayamıyorsun. soruyorsun karşıdan
    bir sorun olmadığı yanıtını alıyorsun. ama 8 senen geçmiş onunla,inanmıyorsun.
    ağzından her ne kadar bir sıkıntı yok lafı çıksada vücud dilinden anlıyorsun
    aslında. çok üstüne düşmüyorum, geçicidir heralde diyorum kendi kendime. yıl
    dönümümüz yaklaşıyor ve ben ona aylar öncesinden çaktırmadan seçtirdiğim
    yüzüğü alıyorum. evlilik teklifi ile ilgili her şey hazır. sadece yıl dönümümüzün
    gelmesini bekliyorum. yıl dönümümüze 1 hafta kala arıyor bir pazar günü.
    görüşelim diyor sesinde soğukluk var. anlıyorum bir şeyler döndüğünü.
    buluşuyorum. ağlıyor... seni aldattım diyor bana. inanamıyorum. bir daha
    soruyorum ne diyorsun sen diye. seni aldattım diyor. tekrar bana. hiç bir şey
    diyemiyorum. ne denebilir ki bu durumda zaten. ondan hoşlanıyorum sonra diyor
    bana. darbe üstüne darbe...daha fazla dinlememek için masadan kalkıyorum.
    mekanı terk ediyorum ve yürümeye başlıyorum. ayaklarım beni taşıyana kadar
    yürüyorum. bir yandanda düşünüyorum nasıl olur bu diye...bundan sonraki 9-10 ay
    çok sıkıntılı...zaten o günden sonra bir kere bile aramıyor beni. bir kere bile merak
    etmiyor... nasıl oldun iyimisin demiyor. o telefon hiç çalmıyor...

    ve bugün...beni aldattığı adamla evlendiği haberini alıyorum.her şey yeniden
    başlamış gibi hissediyorum. ayrıldığımız günün ertesi günü sanki aylar öncesinde
    kalmamışta hemen bugünmüş gibi.görmek istiyorum onu gelinlikle.hemen
    arıyorum arkadaşımı gönder diyorum fotoğrafını. gönderiyor ve diyorki sana bir
    anlam ifade etmeyene kadar bak.fotoğrafı açıp bakıyorum. yine o his. kalpten
    vücuda saniyeler içinde yayılan o lanet sıcaklık hissi. ellerin ayakların
    boşalması...olduğum yere yığılıp kalıyorum. 1 saat geçiyor 2 saat geçiyor,saatler
    geçiyor...arkadaşımın sözleri geçiyor aklımdan. sana bir anlam ifade etmeyene
    kadar bak... saatler geçiyor ama benim içimdeki bu his bir türlü geçmiyor...ne
    zaman bir ifade etmeyecek bu fotoğraf acaba diye düşünüyorum bir anda. sonra
    bir şeyi fark ediyorum. gelinliği...o kadar tanıdık ki... biraz daha düşününce
    buluyorum. biz beraberken seçtiği gelinlik...gidip onu bulup giymiş...bu bir şaka
    olmalıydı...ya da iğrenç bir kabus.başka bir açıklaması olamazdı.aklıma başka bir
    şey daha geliyor.umarım öyle değildir diyerek arkadaşımı arıyorum. düğünü nerde
    yaptı diye soruyorum.aldığım cevap karşısında yine yıkılıyorum. seçtiğimiz
    mekan...her şey olması gerektiği gibi ama evlendiği adam ben değilim...o lanet his
    hala bırakmıyor bedenimi,hala alev alev yanıyorum. ellerim ayaklarım tutmuyor ve
    ben hala benim için anlamsızlaşacak elbet diyerek o fotoğrafa bakıyorum...
    87 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük