yeditepe üniversitesinde okuyan dört izmir'li hatun aynı evde yaşamaktadır. Ev bağdat caddesinin göbeğinde yepyeni lüks bir dairedir. Kira paylaşımından çok birbirlerini pek sevdiklerinden bu 120 metrekarelik küçcük dairede bir arada yaşamaktadır bu hatunlar. Tahmin edildiği gibi genellikle dışarda yemek yemektedirler. Kahvaltıyı dışarda etmiyorlarsa yakındaki beyaz fırın'dan alınan kruvasanlar Cemilzadeyahut Hacıbekir'den alınan reçeller ve carrefour'dan alınan binbir çeşit peynir ile evde tüketilir. Bu arkadaşların evine haftada üç gün temizlikçi gelmekte kıçlarını toplamaktadır. Öğlen yemeklerini kampüs içinde yahut sürttükleri mekanlarda hallettikten sonra akşamları yine bağdat caddesi üzerinde ki in yerlerde tıkınırlar. Canları çekip de evde yemek yapacaklarsa bu yemekler genellikle superfresh, dardanel gibi markalar tarafından hazırlanmış bi tencereye atıp pişirmesi yahut microdalga da ısıtılması gereken gıda maddeleridir. Evlerine bir kaç kez akşam yemeğine gitmiş biri olarak menüyü yazmak ve kendilerine buradan seslenmek * istiyorum. Evlerine akşam yemeğine ilk gittiğimiz akşam bize levrek buğuluma, karides güveç, kalamar ve meşhur bir balık lokantasından aldıkları hazır mezeler ile ağırladılar. Ayıptır sölemesi öküz gibi yedik ee üstüne de beleş bulduk diktik efe rakıyı, mis gibi şarabı :) * Uzun lafın kısası aha bunlarda öğrenci ama insan değil yaww makarna arrabbiata olmazsa mantarlı fesleğenli fettuccine olmazsa yemezler. Haaa bide mütemadiyen rejime girer evde yemek yapmazlar dışarda salata yerler. Bunların evinde halis muhlis türk çayı bulunmaz bi earl grey içerler. *