ağustos böceği yazboyunca saz çalıp şarkı söylemektedir. karaınca ise kendisini uyarır; "bak ağustos böceği kardeş, biraz çalış da kışın yiyecek bir şeyin olsun, sonra gelip benden bir şey isteme", der. ağustos böceği karındacın bu laflarına aldırmaz; saz çalıp şarkı söylemeye devam eder.
nihayeet kış gelir, karınca evinde yazdan hazırladığı yiyeceklerini yer, bir yandan da ağustos böceğinin kendisinden yiyecek istemeye gelmesini bekler. aradan uzun zaman geçer fakat ağustos böceği karıncanın evine gelmemektedir. kışın sonuna doğru karıncanın kapısı çalar. karınca "ağustos böceği şimdi benden yemek isteyecek" diye düşünür ve kapıyı açar. ağustos böceği limuzinden inerek gelir. karınca şaşkınlıkla sorar;
-sen bütün yaz saz çalıp şarkı söylüyordun bense çalışıyordum nasıl oldu da aldın bu limuzini?
- sonunda biribeni keşfetti ve büyük bir şarkıcı oldum; şimdi paris'e gidiyorum benden bir şey istiyor musun?
-la fontaine denen şerefsize benden selam söyle.