kendilerine diyet olarak çıkartılan tazminat bedelini kabul etmeyen ailelerin belgeselidir.
--spoiler--
biz yoksuluz. bizim için sınır, ailelerin arasına çekilmiş bir çizgiden ibaret. ailelerimizin bir kısmı çizginin öte tarafında, bir kısmı da bu tarafında. tek geçim kaynağımız bu ticaret. biz kaçakçılık olarak görmüyoruz bu işi. bu bizim ekmek kapımız. ev almak, araba almak, zengin olmak için değil; karnımızı doyurmak için gidiyoruz kaçağa.
--spoiler--
belgeselde, kaybettiklerini anlatan ailelerin kimi cümleleri:
--spoiler--
-oğlumun en büyük hayali, kepçe operatörü olmaktı.
*abim şöför olmayı çok istiyordu.
+abim evlenmek için, sevdiği kızla düğününü yapabilmek için gitti kaçağa.
=oğlum şırnakta çalışıyordu. kış mevsimi, iş yok. köye geldi. köydeyken, asker olan abisi telefon açtı. parası yoktu. oğlumdan, varsa biraz para göndermesini istedi. oğlum o gece kaçağa gitti.
+babam hasta. çalışamıyor. abim bize bakıyordu. hepimiz için gidiyordu kaçağa.
-abim, o kadar güzeldi ki... o kadar güzel gözleri vardı ki...
*oğlum imam hatip te okuyordu. yatılıdaydı. bana çok düşkündü. anne, gitmek istemiyorum; seni çok özlüyorum deyip dururdu. nitekim birgün yine okuluna yolculadım. şırnak a gittikten sonra dayanamayıp geri döndü. ben de bırakmadım bi daha onu. o gece o da gitti kaçağa. bomba seslerinden sonra kışın ortasında kızımı yanıma alıp düştüm yollara. ayağımda terlik olduğunu yolda koptuktan sonra farkettim. yalınayak, feryat figan... oğlumu her yerde aradım. göremedim. göstermediler.
-oğlumu ayakkabısından tanımak zorunda kaldım.
--spoiler--
hayalleri dahi gariban olan, çoğu on sekizine basmamış gariban insanlardan bahsediyoruz. fantezi kurmaya gerek yok. komplo teorilerine bel bağlamaya gerek yok.