KAPIYI AÇ NE OLUR ALBAYIM PARA iSTEMEYECEĞiM
Şimdiye kadar sayılıdır yazdığım mektuplar ama hep yazmam gereken insanlar olmuştur. Ama şimdi mektup yazmak istiyorum, insan yok... Bir dostum tanıştırmıştı beni Albayımla, çok oldu restleşmeyeli. Ama bu kara kutu yine ona açılmalı , o anlar... Sürgüne gönderilmiş rus çariçesi gibiyim albayım... Giyotine gitmeyi bekleyen Fransız devrimcisi. Yankinin düzdüğü Vietnamlı. Osmanlı hareminde harem ağası. Çölde gezerken kutup ayısının düzdüğü bedevi... Çöpçatanım sağırdilsiz, kötürüm, evde kalmış kız. Başımız belaya girer diye kapı önüne bırakılan overdoze da canki. gel görki ölcem ölcem deyip ölmeyen ölemeyen ölseydi çoktan unutulacak olan kaşar bir canki... Sende duymussundur ölüm haberimi, yok bir şey Albayım. Bir kaç kutu bally çekip keyiften nefes alamaz hale gelince, alverollerle gri hücrelerin kapışması sonucu, keyif veren bally yüzünden medya maymunu oldum... Hastaneye kaldırıldım, istediğim biraz oksijendi, bağımlı dediler, hastaneden hastaneye sürgün ettiler. Hiç biri almadı. Polisler aldığı yere geri bıraktı. Polis bıraktı gazeteciler bırakmadı. Kapının önündeki bir takım medya kardeşimin okula gitmesine engel oldu... Aileme verdiğim zarara, vicdan azabına dayanamadım. Otele taşındım. Ezgin, itilmiş, kakılmış, illegal, yanlız, yanlış insanlar ailem şimdi... Yaşlı fahişeler yazık diyorlar bana. Sürgün psikolojisi, otel odası melankolisi, seni hatırlattı Albayım. Uzun lafın kısası Türkiye'deyim, dişiyim, medya maymunuyum. Cankiyim ama küçük adamlara acıyorum. Bunlar suç albayım, haydan geldim huya gidiyorum albayım, rahatsızım albayım... Kapım vurulana kadar kendimi WC ye kilitleyeceğim albayım. Benim için kendine iyi bak, tüpü açık bırakarak intihara kalkışma, tüp bitiyor üşüyorsun albayım.