bugün önünden geçtiğimde artık fast food olarak hizmet verdiğini gördüğüm bina. bursa'da doğmuş büyümüş biri olarak içim buruldu, ben ilk defa bir kızın elini o sinemada tutmuştum, okul kar tatili falan olursa oradaydık, avm'lerin içinde patates, patlamış mısır yanında sanat satan yağ kokulu katlarından apayrı bir yerdeydi... sinema arasında setbaşı köprüsüne bakar dereyi izler sigara içerdik. şehir belki başka anlamlarla başka tatlarla büyüyüp gelişiyor belki ama hatıralar yitiyor. o bina uzun yıllar nikah salonuymuş, nikahtan çıkılır kültür parka çay içmeye gidilirmiş, annemler anlatır... bizim jenerasyon için okulu kırmaktı... kız arkadaşını sinemaya davet etmekti, sinemadan sonra mahfel'de bir şeyler içmekti, şehir değiştikçe dönüştükçe bütünlüğünü yitiriyor. ilk sevgilim kırmızı montuyla minnacık bedeni daha çocuk simasıyla ben ilk sivilcelerimle oradaydık, kalbimiz ve heyacanımız vardı... şimdi isteyen için büyük bardakta kola var.