dönüp geçmişe baktığında geçmişin hep ondan ibarettir,
sanki daha önce onsuz bir hayat yaşamamışcasına uzun yıllar boyunca hani dnası iliklerine kadar işler ya. üstelik severek ayrılmışınızdır. çeker gider...
unutursun bazen.
ama
öyle ki hiç aklında yokken birden sihirli annem gibi çıkıverir karşına.
banyoya girersin diş fırcası karşılar seni.
ondan kalma ağda, ağda bandı, hamam otu yağ.
ecza dolabında baştan sona çeşit çeşit yağ, krem.
hele hele gideğende biriken saç kılları yok mudur?
"hep ben mi temizleyecem amına koyum" dediğin saç kılları.
Artık yoktur.
boğlursun banyodan düşe kalka çıkarsın.
ev, ev değil hayaller kumpanyası sanki.
her yerden karşına çıkar, hemde en sevimli, en haylaz, en seksi haliyle.
oturur bi sigara yakarsın. elin yüzüğüne gider,
hani bi otobüse binerken bi kızla göz göze gelirsin de
tam demire tutunduğunda "tiiiinnngggg" diye bi ses çıkararak varlığını belli eden yüzük
artık yerinde yoktur.
film seyredersin yokluğunu unutup.
bir sahne çıkar içinde çıplak kadının olduğu.
hemen halının desenine, kapının boyasına bakarsın da
bir dirsek darbesi beklersin ince bir yoklama edasıyla.
artık o dirsek yoktur.
uzanırsın, sanki birazdan elinde iki kahve ile gelecekmiş gibi.
yatakta onun kokusu uzanırsın.
hayaller canlanır.
paralel evrenler sanki odanın içinde birikmiş amına koyum.
uyumak istersin.
elin, kolun onu arar, yastığına sarılırsın, alışkanlık işte
onun sıcaklığı olmadan uyuyamazsın.