şikesi ortaya çıkan fenevlilerin çırpınışlarıdır. ulan bir kere de dürüst olun, çıkın adam gibi deyin ki "biz anlı şanlı bir asırı devirmiş koskoca kulübüz. evet böyle bir suç işlenmiş, ama bu lekeyi taşıyacak olan aziz yıldırım yönetimidir." şike olayı patlak verdikten sonra bu adamı takımın başından def etseydiniz eğer, sonra da şampiyonluk kupası trabzona iade edilseydi, cezası da neyse çekseydiniz; hem şu anda şampiyonlar liginde belki de arsenali de eleyerek mücadele ediyor olurdunuz. hem de "şike yaptıysa bir iki kişi, cezasını koskoca bir camia olarak çektik, bakın yine gümbür gümbür geliyoruz" deme şansınız olurdu. ama kusura bakmayın, "aziz başgaaan" diye peşinden ağladığınız adamlar kendilerini düşündükleri kadar kulüplerini düşünmediler. düşünselerdi eğer, "yaptık bir hata, üzgünüz" deyip çekilirlerdi futboldan. onların yerine gelenler fenerbahçenin bundan en az yarayı alması için uğraşırdı. taraftar daha fazla kenetlenirdi. ne olurdu? fener lig düşse ne olurdu ki? en kötü ihtimalle lig düşürülmüş bile olsa şu anda taraftarıyla, oyuncularıyla bambaşka bir takım olurdu. avrupada da bizi temsil ediyor olurdu.
beşiktaşa bu süreçte fenerbahçeye gösterilen tepkinin yarısı bile gösterilmedi. neden? çünkü demirören beşiktaş taraftarı tarafından çoktan silinmişti. ayrıca demirörenin nasıl bir illet olduğunu bütün futbolseverler gördü. kısacası beşiktaş camiası demirören yönetiminin destekçisi olmadı. dolayısıyla işlenen bu suça ortak da olmadı. şu anda beşiktaş taraftarı çok açık bir şekilde en büyük haksızlığa uğrayan taraftır bu olayda.
ama fenerbahçe taraftarının önemli bir kısmı, hala bile, böyle bir süreçten galatasaraylıları suçlayarak sıyırmaya çalışıyorlar. "galatasaraylılar bizi şikayet ettiği için düştük bu duruma" diye ağlayanlar bile var. lan oğlum, şaka mısınız siz? benim ligimde şike yapacaksın, başka bir şikeci federasyonun başına geçecek, körler sağırlar birbirini ağırlayacak. pislikleri halının altına süpürmeye çalışacaksınız. bize de "şşşt çaktırma" diyeceksiniz. biz de sessiz kalıcaz öyle mi? hadi oradan.
varsa öyle bir şey, yani bu süreç sırf birileri feneri şikayet etti diye yaşanmışsa eğer, o adamlar türk futboluna en büyük iyiliği yapmış demektir. sümen altı ede ede bu hale geldi türk futbolu zaten. 70 milyonluk ülkeyiz, 3-5 milyonluk ülkelerden bile geride kaldık. hafif bir rüzgarda yaprak gibi savrulan afrika takımlarının gerisinde kaldık. almancılar olmasa milli takıma oyuncu bulamayacağız. artık o hallere düşmüşüz. nereye kadar sümen altı edicez? hem de niye? fenerbahçenin yaptığı şikeyi, neden bir galatasaraylı bir trabzonsporlu ya da bir bursasporlu sineye çeksin?
şimdi de ankaragücü maçı diyorlar. hep aynı şeyler amk. bir takımı 8-0 yenmek şike olmaz. süleyman sebanın "şerefli ikincilik" demesi galatasarayın şike yaptığının delili değildir. varsa elinizde adam gibi kanıtlar, çıkın siz de galatasarayı yetkililere şikayet edin. varsa öyle bir şey, cezasız kalmasın. en kötü ihtimalle bir şampiyonluğumuzu sildirmiş olursunuz. varsa adam akıllı deliller, varsa bunun bir ispatı, ben de bir galatasaraylı olarak derim ki "o dönem ki yönetime yazıklar olsun. evet, şike yapmışız o sezon belli ki. ama cezamızı da ödediğimize göre şimdi artık daha temiz bir kulüp olarak yolumuza devam ederiz." ama sen benim karşıma üç beş tane kıytırık röportajla çıkarsan, "kaleciye bak, böyle gol yenir mi" şeklindeki şeylerle çıkarsan, ben seni neden dikkate alayım ki?
edit: akıllı adam hesap yapar. fenerbahçe şike sürecinde zaten bir sezon avrupaya alınmadı. iki sezon da ceza geldi ve onaylandı. bu süreçteki belirsizlik ise cabası. normal şartlar altında şampiyonluk teslim edilip puan kesme cezası verilseydi eğer, şu an fenerbahçe avrupada olurdu. muhtemelen daha profesyonel bir yönetim ve teknik direktör işbaşında olurdu (beşiktaş örneğinde olduğu gibi). gelecek iki sezon da fener rahat rahat avrupaya gider, belki müzesine de bir kupa eklerdi. 4 yıllık bu süreci düşünün. 1. sene avrupaya gidememişsin. 2. sene uefada yarı final. 3. sene avrupadan kovulmuşsun. 4. sene avrupaya alınmamışsın.
azıcık kafanızı kullanırsanız gerçek düşmanınızın galatasaraylılar ya da trabzonlular değil, aziz başgan ve ekibi olduğunu görürsünüz.
