Çoğunluğun, azınlığın ya da çok olmak ile az olmak - yoksa azalmak mı demeliyim - pardon yazmalıydım - -hususunda turgut uyarca bir hassasiyetin gösterildiği şiirdir. Çoğunluğun her daim aç, çoğunluğun her daim eksik, yaralı, çaresiz ve ümitsiz olduğu bir dönemde hangi demokrasiden ve adaletten bahsedilebilir? Bu elbette günümüze özgü bir durum veya şey değil; bu insan olmanın lanetini üzerinde barındıran bizlerin sürgünüdür. O yüzden suçlu aramamak lazım. Komşun hırsızlık yapyıysa, bunda ekmeğini bölüşmeyen olarak sen de suçlusun! Bir kadına, bir çocuğa tecavüz edildiyse ona "yalnız değilsin" demediğin için sen de suçlusun...
Hangi çağın zulmüdür bu üzerimize yığılan? Ve turgut uyar'ın tabiriyle ve "cehennem başarılmamış bir savaş" olarak, olasılıklarıyla aramızda gezinirken hangi kötülükten dem vurursun ki? Kendi soru işaretlerini taşımaktan ürken ünlemleriz hepimiz. Ve hep bir kirli oyunun paravanı olmakla noktalanacak sonumuz. Hangi çoğunluktan bahsediliyor bilmiyorum ama açlık çoğunluktadır... Buyrun bu sefaleti ayakta alkışlayın...