Yok olma arzusu bu kadar yüksek ama yokolacak egosu bu kadar düşük biriyle ilk kez karşılaşıyordum. Başka biri olsa belki "neden böyle bir şey istiyorsun" diye sorabilirdi. Bense bir sigara daha yakıp çay içmek isteyip istemediğini sordum. Kabul etti... sorusuna - hayır, daha doğrusu- teklifine verilebilecek pek çok cevabım olmasına rağmen susmayı tercih edişimi kendime izah edemiyordum. Çelimsiz çaycının gidişinden sonra da devam etti bu sessizlik.
- Ben ölünce ne olacak?
Diye sordum, sabırsızlıkla... Çaydan bir yudum alıp gülümsemeye başladı. Yakışıyordu da... Daha sık gülümsemeliydi. küllükte duran sigaramdan bir nefes alıp söze girdi:
- Bir şeyi gerçekleştirmişsin olacaksın... "Neyi" diye sorma ama ben cevaplayayım; bir misal olan olan ölümümü hayata getirmiş olacaksın.