Bir şeye , bir kişiye canın sıkılır, karışmak istemezsin dünyaya... Çekilirsin bir köşeye ya da köşene... Sessiz olmak uzak olmak iyi gelecekmiş sanırsın. Batar sana bir çocuğun şımarıklıktan ağlaması, kırmızı ışıkta yanan sürenin son sayısı... Batar engelleyenezsin...
istersinki; ben karışmayayım dünyaya o da bulaşmasın bana... Ama olmaz, söz birliği yapmışcasına, 'geldimin üst üste gelir' diyen atalarımızı haklı çıkarırmışcasına, telefon çalar çalar ve de çalaaar. Birisi gelir 'neyin var?' Der... Kovamazsın... Sadece geçiştirir ya da sormasın daha fazla diye hedef şaşırtırsın..,
En sonunda da birileri nasiplenir bu mutsuzluktan... En sonunda ona patlarsın... Onunda kırar, üzer mutsuz edersin. Sonra onun da mutsuzluğunu hissedip daha da mutsuz, huzursuz olursun. ''E ben sana sorma, üsteleme demiştim' de diyemezsin. Öyle boktan mı boktan bir durum... En fazla gazını alsın diye soda içersin. Afiyetler olsun efendim.
Bazen de eşyalar bulaşır sana... Elinin ayağının altına gelir...' Hadi beni duvara fırlat' der gibi tahrik eder.