"Futbol, şu fani dünyada vademizin dolmasına yardımcı olan eğlencelik bir seyirdir benim için. Koyu bir Fenerbahçeli olmak, bana ait gibi görünen diğer birçok şey gibi, benim isteğimle gerçekleşmiş değildir. Takım tutmanın, rasyonel bir izahı da yoktur zaten. Takım tutmak, bildiğin, gönül işidir. insan, hangi kıza âşık olacağını seçemediği gibi, hangi takımı tutacağına da karar veremez.
Fenerbahçeli olmak, kanserojen bir hayat deneyimidir. Hiç zannetmiyorum, tuttuğu takımdan dolayı bizim kadar acı çeken olsun! Son maçlarda kaybettiğimiz şampiyonluklardan, ikinci lig takımlarına kupa maçlarında elenmeye Yirmi küsur senedir Türkiye Kupasını alamamaktan, Avrupa sahnesinde bir türlü boy gösterememeye Türkiye futbol ligi tarihinin hemen her sayfasına kazılı şike hadiselerinin, bizim başımıza patlamasına kadar Acı çektik, acıları hep bize fatura ettiler, bizim hesabımıza yazıldı bütün olan bitenler!"
"Fenerbahçeli olmak, dünyalı olmak gibi bir duygudur. Çok güçlü olduğunuzu düşündüğünüz bir an, en güçsüz takım tarafından mağlup edilebilirsiniz. Başınıza o kadar çok gelen bir şeydir ki bu, özgüveniniz çoktan iğdiş edilmiş ve her maça [Galatasaray maçları hariç] çıktığınızda, sonuçtan hiçbir zaman emin olamayacağınız bir süreç başlar sizin için. Barcelonayı tutmak çoğu kez böyle değildir mesela. Fenerbahçelilik, aczimizi gözler önüne serer. Bunca acıya rağmen hala Fenerbahçeliyseniz, bu teslimiyetinizin derecesini gösterir. Gücün -ister şans deyin buna, ister kahpe felek!- her daim size ait olmadığını anlar ve Ona teslim olursunuz."
""Fenerbahçeli olmak, zorlu bir maratondur. Koşarken sürekli kurşun yersiniz. Takımınız, diğer bütün takımların ortak düşmanıdır. Türkiyeli her taraftar kendi takımını tutar ve hemen akabinde Fenerbahçenin rakibini. Başarılarınız ve başarısızlıklarınız mercek altına alınır. Sürekli göz önünde olur ve en çok siz konuşulursunuz. En antipatik takım olmanız ile en kıskanılan takım olmanız at başı gider. Bu kadar büyütülecek bir şey yoktur halbuki, altı üstü bir takım işte!"
"Fener taraftarı, acı çekmeye alışıktır. Hatta neredeyse bütün Fenerbahçeliler, acı çekmeye bağışıktır. Türkiye futbolunun kirini temizlemek bize düşmüşse, temizleriz. Öyle ya da böyle, birçok insanın ekmek yediği büyük bir endüstridir futbol. Yarattığı istihdam, ispanya gibi ülkeleri omuzluyor! Ülke ekonomisine getirdikleri açısından, yabana atılır bir tarafı yok. Ama sırf bu yüzden de, haksızlık sümen altı edilmemeli. Bazı şeyler olmazsa olmaz! Ama futbol bunlardan biri değil bana kalırsa! Yazımı, Turgut Uyar ın Geyikli Geceye başladığı yerden bitiriyorum. Bu iki muazzam mısra, ne demek istediğimi daha iyi anlatacaktır bence.
Hâlbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta
her şey naylondandı, o kadar!