penguen

entry769 galeri video7
    147.
  1. recep tayyip li ve abdullah lı kapağıyla tarih olduğunu tahmin edemeyeceğimiz dergi. o şimdi bizim biriktirdiklerimizin arasında özel yerini çoktan almış durumda.

    benim için orada muhteşem üçlü(ersin, umut, uğur)+yiğit özgür derginin alınış sebebiydi. herşeyin bile bir sırası vardı... perşembe günleri dergiyi aldıktan sonra yolda arabalara çarpmadan yürüme sanatını erdil yaşaroğlu nun çizimleriyle öğrendim ben. sonra elime bir hevesle aldığım derginin penguen't bölümünde heyecanla soru sorulan son vatandaşı beklerken kahkahalara boğulurdum... ondan sonra gündemin diğer haberleri derken cila faslı biterdi. ve büyük bir zevkle ara sıcaklara geçerdim.

    met üst ün karikatürleriyle gelecekteki aşk hayatım gözümün önünde canlanır, alpay erdemin yazısıyla duygusal dakikalara ara verirdim. daha sonra tabiki karşı cinsle komediye tekrardan oky ile giriş yapardım... ben ve kızlar... yerine göre arada attğım bir yiğit özgür, onun o hafta performansı hakkında fikir sahibi olmamı sağlar, heyecanımı daha da katlardı...

    zamanı gelip de orta sayfaya el attığımda durup bir dakika kendime hakim olmaya çalışırdım ... önce ersin i mi okuyacağım ,yoksa doğan ın muhteşem zekasını mı, yoksa insan tasvirleriyle kırıp geçiren umutu mu? bazen heyecanımı arttırmak için esin özbek i seçerdim kızlar dünyasından iğrenç tüyolar almak için... sonra gözüm doğan a kayar ve ne olduğunu anlayamadan köşesi bitiverirdi. ve en sonda orta sayfanın iki kralı arasında seçim yapamaz bir hafta ersini bir hafta umutu önce okurdum... umutla yazı edebiyatı ve karikatürün ince ayrıntılarının tadına varır, ersin de "karikatür böyle olmalı abi"

    arka sayfaya geldik mi allah derdim lütfen kimse beni rahatsız etmesin doyasıya kahkaha atmak istiyorum. yiğit özgür le geçen muhteşem matematik dersleri ayrı bir zevkliydi. serkanın aşk acısı adamlarının muhteşem diyalogları da tamamlayıcı olurdu. ve zeka dolu muhteşem karikatürlere gelirdi sıra. selçuk erdem!

    karikatür mantığını bence en güzel anlatabilen iki çizerden biridir erdem. diğeri de doğan tabiki. okumama gerek kalmadan sadece bakmanın yeterli olduğu bir karikatür dünyasının yaratıcılarıydı onlar. az lafla, bazan hiç lafla çok şey anlatan düşündüren çizerler...

    onlar hala var... ama benim için artık yoklar. çünkü onların var olması benim için belli bir olay örgüsü içinde apayrı bir anlam kazanıyordu. artık ayrı dergi içinde ben yakalayamam bu tadı, bu ince ayarı... her kişinin kendine has sıralı esprilerine çok alışmıştım ben. ama ne yazık ki yeni ufuklara yelken açmak gerekliymiş.

    ancak kim ne derse desin bu derginin zirve noktası şu an değildir. bu dergi emrah ablaklı, umut un askere gitmeden önceki anlattığım dönemlerde muhteşemdi. çünkü o dergiye inceden politika havası sızmıştı. politika havasını penguen't ile çok güzel harmanlamışlardı. tamam, cem dinlenmiş de güzel çizer ama ablak ın vatandaşa sorduk klasiğinin yerini dolduramadı bende. her zaman bir eksiklik hissederek alıyordum pengueni, artık o hava iyicene kaçtı. kısaca artık ekşidi.

    bu arada penguenin son sayısında "karabulutadam"ın veda sinyalleri verdiği kimin aklına gelirdi ki? son çizdiği iki siyah karikatüre şimdi anlam yükledim, tekrar okuyunca aslında orda belirttiğinin aksine ne kadar güzel bir bitiş yaptığını anladım.

    üzgünüm çünkü benim için belki de en yetenekli kişilerin toplandığı, herşeyiyle "komplike" bir dergi bitti. artık penguen eski penguen değil.

    saygılarımla... (benim hala umudum var)
    1 ...