bugün çok ilginç bir şey oldu.. mecidiyeköyde 37m hatlı otobüse bindim. saat 19:00..
tek boş yer vardı.. arkası dönük oturan bir kadın.. yanına oturdum..
dikkatimi çeken kokusu oldu, sarı saçları vardı, kırmızı tokası.. kırmızı bilekliği.. lacivert ojeleri, aynı renk eyeliner sürmüştü.. sol el orta parmağında yüzüğü vardı..
bu kadar çok dikkat etmeme sebep olan şey telefonuydu.. samsung marka telefonu vardı, beyaz kulaklığı vardı müzik dinliyordu.. ama dikkatimi çeken ekrandaki uludağ sözlük oldu.. ondan sonra diğer detaylara bakmıştım..
müzik dinliyordu ve sadece telefonuyla ilgiliydi.. sözlükte başlıklara bakıyordu.. entry okuyordu.. kah ekranın ufaklığı kah gözlerimin bozukluğu sebebiyle nickini göremedim, ama cennet kadar güzeldi..
belli ki erkek arkadaşı vardı, kırmızı renkli yakışıklı bir genci duvar fotoğrafı yaptı ekranına.. benim aklımdan geçen tek şey nickini öğrenip, bir defa, ilk ve son kez ona ne kadar güzel olduğunu söylemekti..
ekşi sözlüğe girdi, facebook'a, twitter'a.. dinlediği müziği değiştirdi.. babası aradı o ara.. efendim baba dedi..
kalktım ben o arada, yer verdim birine.. uzaklaştım sonra.. new balans ayakkabıları, beyaz t-shirtü, kot pantalonuyla, kah uyanık, kah yarı uykulu gözleri kapalı, hayatımda gördüğüm en güzel şeydi.
bir başlığa entry yazdı, başlığı göremedim..
sonra kendi entrylerine girdi.. göz gezdirdi..
hangi başlığa ne yazdığını göremedim.. başlıkları seçebildim.. ve başlıklara girdiği entrylerin uzunluklarını..
bir başlıkta 2 paragraf 1 bakınız, diğerinde bakınız, diğerinde ..
eve geldiğimde aklımdan geçen tek şey ona ne kadar güzel olduğunu söylemekti..
elindeki şeffaf dosyayla, çizgili çantasıyla..
sonra aklımda kalan başlıklara aklımda kalan başlıklarda aklımda kalan entry uzunluklarını karşılaştırdım,
uygun entrylerin yazarlarının diğer başlıklardaki entrylerine baktım..
vaktim mi boldu, bilmiyorum ama o an bunu yapmak hiç saçma gelmedi..
hatta o an dünyanın en mantıklı şeyi onu bulup, ne kadar güzel olduğunu söylemekti..
nickinden aklımda kalan tek bir harf vardı, ve görebildiğim kadarıyla..
ve bütün bunlara uyan bir kişi kaldı geriye..
kendisine birşey demedim, ne diyecektim ki?
geldim, bu başlığı açtım.
adını bilmediğim, ama 45 dakikalık yolculuk boyunca kendisinden gözlerimi alamadığım,
güzel, çok güzel, çok çok güzel kadına bunları yazmak istedim.
yarın bir gün muhabbet esnasında ''biliyor musun geçen gün ne oldu?'' deyip anlatacağı hoş bir anı olarak bile olsa, bunları okusun istedim..
bunları yazdım.. entry nosunu aldım, ona mesaj attım..
''bu sana yazıldı'' dedim, iyi akşamlar diledim.
ben bugün, beni görmemiş, varlığımdan bile haberi olmayan, ve beni tanımayan, tanımayacak birine aşık oldum, hem siz bunu okuyun, hem de bu olanları, o güzel, biraz şaşkınlık, biraz hayret, belki hafif bir gülümsemeyle okusun istedim.. eğer o bir cevap yazarsa onu da burada bu entrynin altında paylaşırım..
iyi akşamlar..
edit : cevap yazdı, teşekkür etti, hayat ne garip vapurlar falan :)