dünyada bolca olan ''vahşet'' temalı filmlerden yalnızca biridir.
bu tür filmler, 50'lerden beri sürekli olarak çekilmekte. gretesque bu filmin halefi sayılır örneğin. veya bu filmde bir 'belgesel' havası yaratılmaya çalışıldığı için, faces of the death'ı örnek verebilirim sizlere. faces of death'ın yalnızca 6 dakikasını seyrettim ve ayaklarım boşaldı, tansiyonum düştü. dünyada sinema tarihi, bu tür iğrençliklerle prim yapmaya çalışan, hastalıklı bünyelerin mümessili olduğu her halinden belli olan filmlerle doludur.
şimdi kimse, 'efendim bunlar hayatın gerçekleri ve filmin bir mesajı var' mavallarını okumasın. bu filmin verdiği tek mesaj, senaristlerin ''şuan aklımıza en fazla bu kadarı geliyor ve evet, bizler dünyada annesi en fazla anılan senaristleriz'' diye haykırması olabilir yalnızca.
bize düşen şey, bunların nasıl başladığını bilmekten öte bir şey değil. toplumların gittikçe dejenere oluşu ve bunların 'sanat' adı altında normal karşılanmasıyla geliyor bu tür filmler.
bugün milyon dolarlık oyuncuları bünyesinde barındıran porno film sektörü, 50'lerde filmlerde sevişme sahnelerinin yayınlanmasına ve 'bunlar hayatın içinde olan şeyler' diyerek onaylanmasından doğdu. ardı ardına açılan pejmürde sinema salonlarında akla hayale gelmedik iğrenç pornografik fanteziler yayınlanmaya başladığında, insanların çoğu sırt çevirdi ama artık hayatı ne diye yaşıyor bilinmeyen bazı zenginler, bu tür yerleri satın almaya başladılar. snuff denilen; kah kundaktaki bebekle seks yapıp sonra kafasını kesip yiyen, kah 4 fahişeyle oral seks yaparken birisinin bacağını testereyle kesip ötekinin kıçına sokan film ögeleri, hep bu zenginlerin hastalıklı bünyelerinin eserleridir. günümüzdeki porno film sektörü de, bu yönlerin tırpanlanmasıyla 'masum bir aşku heyecan' kılıfına sokulmuştur.
bir kadın vardı. 'sizler benim tecavüze uğrayışımı izliyorsunuz' demişti bu filmleri izleyenlere. doğrudur, bu tür şirketlerin yönetildiği merkezler hep yeraltı tiplemelerinin elindedir. yeraltı tiplemeleri de; mtv'nin, warner bros'un ve porno sektörünün tamamını elinde tutan masonik illümünati örgütlerinin elemanlarıdır.
''masum bir aşk icraatı'' olarak 50'lerde yayın hayatına başlayan bu sektör, işte bugün şu hale geldi. insanlar gittikçe bunları normal karşılamaya başlıyorlar. ahlak, edep, terbiye, izan yoksunu olanları geçtim, artık 'insan' olduğunu hatırlamaktan aciz kimseler de bu sektörlere ısrarla para akıtıyorlar.
bir de bu eğilimleri 'bilimsel' açıdan açıklayan tiplemeler çıkmıştır dünyada. freud mesela. hani şu, ''bebeklerin süt emmesi, annelerine cinsel açlık duymalarından ileri gelir'' diyen mütefekkir(!). günümüz dünyası, inceden inceye her cephede masonik örgütler tarafından işlenmektedir. müzikler, filmler, freud gibi bilim adamı görünüründeki sapıklar... hepsi bu cephelerdendir. ''hürriyet, özgürlük, tercih'' gibi terimleri de 'sanat' adına kullanan bu insanlardır. ve yaptıkları filmler de işte bunlardır.
korkarım ki, yayılan bu iğrençlik ve fuhşiyat ileride normal karşılanacaktır. aynı 50'lerde sevişme sahnelerinin normal karşılandığı gibi...
hz. peygamber'in ''öyle bir gün gelecek ki, insanlar sokaklarda iğrençliklerle hayvanlar gibi çiftleşecekler. o devrin en hayırlısının yapabileceği tek şey de, ''gidin de bari şu ağacın arkasında yapın şu işi'' olacak.'' diyerek ilahi bir nazarla belirttiği o günlerin habercisi bugünler.
