bir gün dönemin milli eğitim bakanının kapısını Ankara Atatürk lisesinden pırıl pırıl iki öğrenci çalar. içeriden tok bir sesle "girin." denir. öğrencilerden biri bakana "babacım elini öpmeye geldik." der. bakan öğrencilere oturmalarını söyler. öğrenci der ki "babacım ne kadar başarılı olduğumuzu biliyorsun. bu yüzden senden arkadaşım gaziyle burs isteyecektik." bakan, oğluna dışarı çıkmasını söyler. bakan, oğlunun arkadaşına dönerek " bak oğlum ben sizin gibi başarılı öğrencilerin burs almasını her zaman yanındayım fakat ben oğlumu amerika'ya gönderirsem başkaları bunu farklı algılayacaktır. bu yüzden sen gideceksin fakat arkadaşın kalacak. ben az sonra gerekli işlemleri yapılmasını emrederim. hayırlısı olsun." bakan öğrencinin dışarı çıkmasını söyler. öğrenci dışarı çıktığında arkadaşına "sana bir iyi birde kötü haberim var." der. "baban bana burs verdi ancak sana vermiyor." arkadaşı "babam diyorsa doğrudur." der ve bir yıl boyunca biriktirdiği paraları arkadaşına vererek buna senin ihtiyacın var der.
oğlunun geleceğini bile ülkesinden sonra düşünen onurlu milli eğitim bakanı HASAN ALi YÜCEL'dir. burs alamayıp amerika'ya gidemeyen öğrenci bugün şiirleriyle bize heyecanla üzüntüyü aynı anda yaşatan CAN YÜCEL'dir. onun lise arkadaşı ise dünyanın en ünlü beyin cerrahlarından Prof. Dr. GAZi YAŞARGiL'dir. sizin anlayacağınız onurlu bakanlardan cocuğuna fakirlik bursu verilen bakanlara....