allah adına, allahu akbar deyip de insan öldürenler meşruiyetini al-i imran suresinden alır. bu surenin 157 ve 158. ayetleri der ki:
"Andolsun, eğer Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz, Allah'ın bağışlaması ve rahmeti onların topladıkları (dünyalıkları)ndan daha hayırlıdır. Andolsun, ölseniz de öldürülseniz de, Allah'ın huzurunda toplanacaksınız".
gördüğünüz kafa kesmeler ve ölüm fetvalarının failleri kendilerini allah yolunda savaşan kişiler olarak görüyorlar. öldürülenler de öyle görüyor. oturanlardan değil, savaşanlardan olmak istiyorlar, nitekim aynı surenin 156. ayeti:
"Ey iman edenler! Kardeşleri sefere veya savaşa çıktığında onlar hakkında, "Onlar bizim yanımızda olsalardı ölmezlerdi ve öldürülmezlerdi" diyen inkarcılar gibi olmayın. Allah bunu (bu düşünceyi) onların kalplerine bir hasret (yarası) olarak koydu. Allah yaşatır ve öldürür. Allah, yaptıklarınızı görmektedir."
burda sizin şu anda kafanızdan geçen "onlar yanlış yorumluyor" lafının burada hiçbir değeri yok, çünkü ölen insanlar ve öldüren insanlar gerçek. siz bu durumu eleştirmek yerine, bunun sebebini söyleyeni eleştiriyorsunuz anca. ordaki öldürenlerin hepsini münferit görüyorsunuz, bunun sebebine girmeye korkuyor, bunu belirtene de kin güdüyorsunuz. mücadeleniz bu durumu engellemek isteyenle, bu duruma karşı bile değil.
ayrıca bu öldürmeler kafa kesmeler petrol coğrafyasında değil, islam coğrafyasında oluyor. sadece suriye'de mısır'da değil; aynı zamanda afganistan'da, bangladeş'te, malezya'da, mali'de, sudan'da da oluyor. kafanızı gömdüğünüz kumdan çıkarıp bakabilseniz göreceksiniz, ama kimse görmek istemeyen kadar kör değildir. vahşeti eleştirenle mücadele etmek yerine, gidin bunu yapanlara gerçek olduğunu düşündüğünüz islam'ı öğretin.