ışık evleri

entry81 galeri
    17.
  1. orta okul yıllarına dayanır bu evlerle tanışıklığımız. güzel günler de yaşamıştık o yıllar. ama lise yıllarında irtibatımız bir şekilde kopmuştu.

    lisedeyse yeni arkadaşlıklarla beraber başka başka yerlerin de havasını soluma imkanı bulmuştuk. o arkadaşlardan iki tanesi bizi üniversiteli abilerinin yanına davet ediyordu. başlangıçta kabul etmesek de ısrarlara dayanamayıp gitmiştik.

    bir apartmanın giriş katıydı gittiğimiz mekan. ilk dikkatimizi çekense girişteki yılmaz güney posteriydi. duvarlarda che posterleri, o zaman tanımadığımız karl marx posterleri... abi bizi hoş karşılamıştı, oturmuştuk. sonra erhan' a - erhan bizi oraya davet eden arkadaşlardan bir tanesi- nasıl olduğunu sordu. naber demişti erhan' a. samimiydi. bizi şaşırtansa erhan' ın cevabı olmuştu.
    "iyiyim senden naber" di cevap. adını tam hatırlamadığım birini sordu abi. s.ktir et onu demişti erhan.

    ışık evlerinde hiç karşılaşmadığımız bir durumdu bu. abilerle muhabbet ederken siz diye hitap ederdik abilerimize. yanlarında küfür etmezdik, aile büyüklerimizin yanında kelimelerimize dikkat ettiğimiz gibi onların yanında da dikkatli olurduk.

    daha sonra abi bize çay ikram etmişti. ışık evlerinin de vazgeçilmeziydi çay. çayını yudumlarken sigara içmeye başladı ve bize de uzatmıştı.

    biz kendi abilerimizde böyle bir şey görmemiştik. değil bize sigara ikram ettiklerine, biz onların sigara içtiklerine bile şahit olmadik.

    biraz daha muhabbet ettikten sonra ayrıldık biz, erhan' lar kalmışlardı. iyi bir tecrübe olmuştu bu bize. artık sizin beyninizi yıkamışlar dediklerinde yıkayanlardan allah razı olsun diyebilmemizi sağlamıştı bu.

    abilerimiz bazı şeyleri fark etmemize vesile olmuşlardı. bunun yanında bize ders de veriyorlardı hiç bir maddi karşılık beklemeden ama onlar bize ders vererek o karşılığı aldıklarına inanıyorlardı...
    6 ...