anneyle pazara gitmek

entry130 galeri
    13.
  1. koskoca zebellah gibi heriflerin, kendisinden bilimum 10-15 yaş küçük annenize, ''buyur anne! '' demeleriyle, daha girişinde şok olacağınız, torbaları taşımanızdan mütevellit, anne pazarın olduğu gün sizi evde yakaladı mı, kaçışı olmayan eylem. önceleri, anne

    + hadi kalk pazara gidelim, der. siz de, kaçacak delik, ya da bahane ararsınız.

    - anne, ben birazdan uyuyacam, pazar arabası var, öteki kadınlar da öyle gidiyo hem, senin onlardan ne farkın var? diye de eklersiniz. fakat annenizin, yumuşak yanınızı bilmesinden dolayı, sağ gösterip sol çakması ve de,

    + peki oğlum, ben giderim. şeklinde boynu bükük ayaklarına da yatmasıyla, gönlünüz el vermez, hemen çekersiniz g.tünüze pantolonunuzu, bir de, saça surata şekle şemale de, bakılır; belki pazardaki bir iki hatunla kesişilir diye. tabii ki, elinizdeki torbaların çokluğundan, ve de annenizin;

    - bir iki torba verse oğlum, hepsini taşıyacan demedik ki sana! deyişlerine rağmen, millete karizma olsun diye,
    + yok anne, taşırım ben hepsini, yoksa sen beni buraya niye çağırdın. deyişlerin arasında, bir bakmışsınız, bütün parmaklarınız mosmor kesilmiş, ya da kesilmeye yüz tutmuş gibidir kan gelmemesinden dolayı. ayrıca, anne gerçekten de tüm fiyatları rasat etmeden alışverişe başlamadığı için, başlangıçtan pazarın sonuna kadar süzülürsünüz ilk önce. sonradan da, yaşlı teyzelerin, pazarın ortasına konuşlanmış, bilimum limon ya da maydanoz satıcılarının, ''bak benim pazar arabam daha dolu, benim elimde daha çok torba var; hem de herkesin alamadığı şeylerden de aldım'' diye bakanların, '' hazır pazarı da kalabalık buldum, daha da kıvranayım da, bugünün hasılatını belki daha da artırırım'' diye düşünen dilencilerin ve de kopuk pazarcıların arasındaki cümbüşten de farksız değildir aslında, anneyle pazara gitmek
    3 ...