diyor ki; "ihtimallerin bana karşı olduğunu söylüyorlar, benim için imkansız olduklarını. sanki kalbimde bir delikle doğmam bir engelmiş gibi çocuk hastanesinde doktorlar tarafından ölüme terk edildim. ama asla umudumu kaybetmedim, çünkü başarı fiziksel değil psikolojiktir. dünya şiddetle dolu ve sokaklar benim eğitim alanım. eğer bir gün olur da düşer ve kazanmak için yanlışa kapılırsam herkese büyük bir mücadele içinde dövüşürken öldüğümü söyleyin. kenar mahalle farelerinden balonlar içinde kaybolmuş zengin çocuklara kadar herkese." bu şarkıdaki her cümle çok güzel. açıkçası bu güzelliği herkesle paylaşmak istemiyorum. mahrum kalsınlar bundan. o yüzden tam çevirisini yapmak gibi bir düşüncem yok. yaparım ama sadece sana atarım. dinlerken aklıma geldi de, baktım şöyle 4 gün kalmış sadece. sana zamanın çok hızlı geçeceğini söylemiştim. merak ediyorum, sonbahar senin için nasıl geçecek acaba. her şey planladığımız gibi gidecek öyle değil mi. işin içinde ben varsam neden olmasın. çok detaylı hesaplar yaparım, her yol haritası çok güçlüdür. derken aklıma geldi, ne zamandır cinayet tasarlamıyorum. inanılmaz bir beyin fırtınası oluyor. insanın ufku açılıyor. şaka yapıyorum deli misin. boş vaktimi böyle saçmalıklarla geçirmem. boş zaman varsa müzik vardır. eskisi gibi film bile izlemiyorum artık. animeleri de kaldırıp attım. müzik inanılmaz bir şey. şey, çünkü tanımı yok. hayatımdaki en gizemli, en manyak şey. bana göre müzik kulakla dinlenmemeli, kalple dinlenmeli. işte bunun gücünü o zaman anlayabilirler. çok yumuşak şekilde kelimelerin üzerinde yürüyor bu insanlar. derinden hissetmek gerek bunu. melodilerin nasıl oluştuğunu düşündün mü. çok ilginç değil mi. tam sigara dumanı gibi. bunları bir arada tutmak delice bi şey olsa gerek. herifler yapıyor bunu. bunu başarabiliyorlar. bize de dinlemek düşüyor. bu björk nasıl bir kadın hâlâ çözebilmiş değilim. gerçek değil bu kadın. sesi bir kızın saçlarına dokunmakla aynı değeri taşıyor. tabi benim açımdan. çok da fazla müzik dinlememek gerek esasında. insan kokain tribinde gezdiği için gündelik yaşama ayak uydurmakta zorlanıyor. beni kokain tribine sokan bir diğer şey ise adolf hitler. evet, adolf reyizin konuşmalarını izlerken birkaç karakolu havaya uçurasım geliyor. mein kampf'ı 17 yaşındayken bitirmiş olmamdan kaynaklanmıyor bu. mesela fidel reyizin konuşmalarını da izliyorum arada bir. ikisi de birbirinden deli. gerçi fidel'in çene bakımından maşallahı var. 8 saat konuştuğunu biliyorum. bilirsin, ispanyolca en sevdiğim yabancı dildir. almanca ise en iğrendiğim dil. ama nedense adolf reyizin üzerimdeki etkisi daha büyük. gerçi castro'nun jest ve mimikleri sayesinde durum eşitleniyor. nerden geldik bu konuya, niye kimse uyarmıyor beni. her neyse bak, dün çok deli bir yağmur vardı. gökyüzü ürküttü beni resmen. sapsarıydı. haziran 98 depremi geldi aklıma. neyse açmayalım bu konuyu.
attığım şarkının videosuna tekrar göz attım da, soldaki karakterin kaşı gözü ne çok benziyor bana öyle be. valla. ehehe.