"bir pazar gezmesinden evine dönerken sokak kenarında sigarasını büyük bir keyifle yaktı. sigaradan büyük nefesler alarak anlık garip bir keyifle içine çekti, akciğerlerine dolan o tatlı huzuru hissetti.. yok yok bir sigara bu kadar keyif veremez insana muhakkak rezil hayatını şenlendirici bir haber aldı, serçe parmağını kaldırarak konuştuğu o telefondan.
halbuki askerliğini şerefle yapıp, memleketine dönen amele ruhlu, o ilk görüşte vurulduğu, babası kılıklı ferdiyle evleneli çok uzun zaman geçmemişti. ya da evlenemedi kim bilir? bizim ki golü attı.. avrupaya transfer oldu.. hımm.. belkide bu, bütün fesatlığının nedeni.
ne iş yapar bu kibritçi kız? en fazla bir konserve fabrikasında işçi ya da bir markette kasiyer. kıskanacak o kadar çok şeyi var ki. seyrettiği o dizilerdeki zengin manitalar gibi hiçbir zaman olamayacağını anladı. çevresindeki erkeklerin o dizilerdeki gibi olmadığını anladı. alkolik babasından, çapkın kocasından, hasta anasından, canından bezdiği işinden, zırlayan bebesinden, fakirliğinden hiçbir zaman kurtulamayacağını anladı.. "
kibritçi kıza modern zaman yorumları.
