dünyanın en iyi teknik adamı sıfatıyla adnan polat'ın biz galatasaraylı'lara hediyesidir. allah var acayip sevinmiştik ilk geldiğinde. fener daum ile anlaşmıştı hatta alaya bile almıştık. vizyon ayağına. fenerin de gündemine gelmişti çünkü bir ara.
o batık dönemin en baş sorumlusu elbette polat'tır ama ben bu adam gelmeseydi o kadar da kötü bir sürece girer miydik sorusuna hep hayır yanıtını vermişimdir. skibbe'den sonra bülent hoca sonra da rıjkaard çok doğru tercih değildi. bu ülke şartlarını bilen yada başarıya daha aç bir isim gelseydi rıjkaard'dan çok daha başarılı olurdu. ben asla 'ama biz onu anlayamadık' zırvasına inanmadım, inanmam. futbolun dili birdir dünyada. aslında elindeki kadro hiç de fena değildi. tek eksiği adam gibi en az bir tam manasıyla orta saha elemanı bile yoktu. ya ofansa yada defansa aldılar bir ton adam. ama orta alan hep o 'bam' ile yürüdü.
teknik adam seçerken bunlar hep önemli işte. rıjkaard zirveyi görmüş hem hoca olarak hem futbolcu olarak. neyi ispatlamak için dikkatini sınırsız bir enerji ile verecek ki galatasaray'a? yaşla alakası yok bak terim'e aynada kendi ile kavga ediyor. bu koltuklara böyle adamlar lazım.
yani diyorum hoca sezon sonu ayrılır da yine ismi var diye bu tarz bir hoca getirirsek yanarız diyorum. inşallah böyle bir durum tekrarlanmaz diyorum.
