belli oranda katı kuralları olan yorum ekolüdür. tabi bunda iran coğrafyasında çıkmış daha doğrusu burada ciddi taraftar bulmuş olmasının da etkisi vardır. ayrıca ne içtihadi bakımdan ne de uygulamalar açısında şia ile yakından ve uzaktan alakası olmamakla birlikte şia'nın en keskin düşmanı -hanbeli'den sonra- şafii mezhebi mensuplarıdır. genellemeyi türkiye için yapmıyorum. yani şia ve şafii'lik tamamı ile zıttır. hatta şia şii bir ekol olan zeydiyye'ye bile zıt iken şafii'ye nasıl yakın olabilir?
dikkat ederseniz iran ve türkiye'deki hatta diğer orta doğu coğrafyasında bulunan kürtler ağırlıklı olarak hatta %95'e varan oranla şafii'dirler. sizce bu tesadüf müdür? asla değildir...
hak olup olmaması meselesini tartışmadan ebu Abdullah Muhammad ibn Idris el-şafii'nin islam'ın akılcı yüzünün en sağlam temsilcilerinden biri olduğunu söylemek mümkündür.