buram buram aldatmaca, rakamlarla insanları zehirlemeye çalışan bir görüşün düşünceleridir efendim bunlar.
islamiyetten sonraki türk tarihine baktığımızda, köy diye tabir edilen ve hatta çoğu zaman 10-15 haneyi bile geçmeyen yerleşim birimlerinde bile bir cami görürüz. bu türklerin tarih boyunca islamiyete ve maneviyatlarına çok fazla değer verdiğini gösterir. ayrıca, sağlık ocakları, hastahaneler devlet gözetimi altında, camilerdeki gibi bir disiplin boşluğu yok. bir hastehane kurulması trilyonlara, ilgiye, teknik personele, doktorlara, hemşirelere, hasta bakıcılara bağlı. bütün bunları hazırlamak kurmak ciddi maliyet organizayon isteyen işler ve çok zor. parayı bulursunuz, doktoru bulamazsınız. doktoru bulursunuz, teknik üniteler eksiktir vsvs
oysa cami kumak için 10 bin ytl civarında para yeterlidir. başına iyi eğitim almamış, asgari ücrete çalışabilecek bir sarı çizmeli mehmet ağa koyarlar, olur biter. aylık giderleri çok azdır. caminin ihtiyaçlarının büyük bölümünü zaten halk karşılar.
şimdi dağın başındaki bir köyde yirmi otuz hane için bir hastahane kurulması düşünülebilir mi? tamam kurmadınız, hatta cami de kurmadınız. o halk, kısa sürede fakirliklerine bakmadan, kendi evinin yamasını yapmadan gider cami yapar. engelleyemezsiniz. özgür iradedir.
bu tabloya bakarak istatistiklere baktığımızda, durmun hiç de, aman da şerit gelio kaçalım, yobazlar ülkeyi bastı nihaaahuuu luk bir tarafı yoktur.
bu, hastane yapmayalım demek de değil, bu her köye bir cami demek de değil.
bu tamamen ülkenin kendi maddi durumuyla, personel yetiştirme potansiyeliyle alakalı bir konu. kişi başına düşen hastahane sayısında çok gerilerdeyiz, utanç verici. sağlık sektörü yetersiz bütünüyle, ama umutluyum yine de. gelişmekte olan bir ülkeyiz, inanıyorum düzeleceğiz de. camiler de içler acısı, gösterişsiz, ilgisiz, pis kokan yerler çoğunlukla. insanı dine sevk etmek için güzel mimari yapıda değiller mesela. kliselere bakıp iç geçiriyorum süperler. ama büyük ve çok ciddi bir önyargı söz konusu, devlet, kamu binalarını modernleştiriyoruz dese kimsenin sesi çıkmaz. cami deyince hooop, şiişşşt dur bakalıııım, sen gene efendigene şeriat mı getirioon diyorlar efendim. neyse,
rakamlara baktığımda, en içimi burkan kütüphane sayısı oldu. yazık, kitap okumayan bir milletiz.
sayılar, sayılar ne yöne çekseniz uzar,
klise sayısına bakıyorum, sayıları az izlenimi bırakılmış. bu ülkede azınlıklara verilen değerler kadar acaba başka ülkelerde de veriliyor mu? bir hıristiyanın klise hakkı elinden mi alınmış, yetersiz mi? yetersiz, ben bu ülkede dinimi yaşayamıyorum diyen azınlık varsa ona gülerim ben çünkü yurtdışını da biliyorum.
süper bir üslüp ile yazılmış yazıyı kutluyorum. sayılar doğrudur efendim. ama yazarın görüşü okuyucuyu içine çekmeye çalışmaktadır. ben durumun bu kadar iç karartıcı olduğu kansında değilim. can dündar'a katılmıyorum.